Yeni merkez; yaşamın kendisi
Yeryüzünde kurulan tüm sistemler, tüm dinler, tüm devrimler ortak bir noktada buluşur: insanı merkeze alır. İster sosyalist devrim deyin, ister İslamî bir düzen, ister seküler bir cumhuriyet ya da liberal bir piyasa… Hepsinin öznesi insandır. Kimi eşitlik için, kimi özgürlük için, kimi adalet ya da kutsallık için yola çıkar. Ama bu yolların hiçbiri hayvanlar için açılmamıştır. Hiçbiri toprağın diliyle konuşmaz. Hiçbiri ağacın ömrünü bir çocuğun geleceğiyle eş değer görmez.
Marks, Lenin, Mustafa Kemal, Mao… Büyük fikirler söylediler. Ama bir kedinin gözündeki korku, onların gündeminde yoktu. O göz, tarihin hiçbir büyük devriminde görünmedi. Bugün sol-sosyalist partiler doğa ve hayvan hakları komisyonları kuruyor. Ama medya karşısına çıktıklarında konu hep insandır: emekçi insan, ezilen insan, hasta insan, haksızlığa uğrayan insan, katledilen insan… Doğa ve hayvan ya sembolik kalır ya da “insan için korunması gereken” bir varlığa indirgenir.
Nasıl ki kadın sorunu erkek zihniyetiyle çözülemezse, hayvan ve doğa sorunu da insan........
© Yeni Yaşam
