İslam, ekoloji ve yabancılaşma
Sempati duyabileceğimiz bir İslam modelinin hiç ortaya çıkmamış olması bir tesadüf değil. Ortadoğu da yaşananlar üzerinden bakınca İslam’ın kimler elinde oyuncak olduğunu açıkça görebilmekteyiz. Emperyalist Kapitalizmin bir uzvu olmaktan öteye gidemeyen İslami hegemonyanın ekolojiye dönük olumlu bir tutum içinde olması ise elbette beklenemez. İkiyüzlülüğün kabul gördüğü ve yapılan herhangi bir işin kimin tarafından yapılıyor olduğunun dışında herhangi değer yargısının gelişmediği bir toplumsal yapıda yaşıyoruz.
Elbette Kuran’da ekolojiye indirgeyebileceğimiz birçok bölüm var. İslam’ın en önemli problemlerinden biri olan ‘yorumcu çokluğu’ meselenin asla kavranmamasına sebep olan önemli bir nedendir. Dinin sömürü düzeninde bir manivela haline getirildiği ülkelerden biri olarak Türkiye’de Diyanet kurumu tamamen devlet ideolojisinin hakim kılındığı bir yapıdır. Devletin ya da sermayenin “ulvi” çıkarları dışına asla çıkmaz.
Bugün dünya üzerinde neredeyse devletlerin ve inançların tamamının sermaye çıkarları üzerine oturduğu hepimizin malumudur. İslam üzerinden bakınca muktedirlerin en önemli ihtiyaçları, merkezi bir dini yapının tüm İslam aleminde aynen Vatikan gibi örgütlenmesidir. Bu nedenle ABD’nin ortaya attığı BOP’a (Büyük Ortadoğu projesi) sarılanların arzuları bu merkezin üzerine oturmaktır. Tabii ki bu organizasyonun temel nedeni de emperyalist kapitalizmin “ulvi” çıkarlarına uyumluluktan........
© Yeni Yaşam
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)