Bir barış ikrarına şahitlik: Silahların susması üzerine
11 Temmuz 2025… Tarihe tanıklık sözü sanki bugün için söylenmişti.
21. yüzyılın barış erkanına, kadim dönemlerin kutsal bir ritüelinin devriyesine şahitlik edildi. Yüzlerce can cem olmuştu; yüzlerce yürek, yüzlerce göz ve yüzlerce gönül ruhsal, zihinsel ve bedensel olarak BİR olmuşlardı. Bu, farklılıkların ruhta, zihinde ve meydanda BİR’lenmesinin ifadesiydi.
Yaşanan bir an değil, tarihin ta kendisiydi. Bu barış ikrarına şahitlik eden her canın gözlerinde yaşlar vardı. Kimi yüksek bir nida ile, kimi sessiz bir çığlıkla; kimisi madde aleminde göçmüş bir haldeydi. Akan her damla gözyaşının bir acısı, hafızası, bir arka planı, bir hatırası vardı.
Zamanın ve mekânın ruhu vardır, derler. 11 Temmuz, Coserê Dağı’nın etekleri… Aynı zamanda kadim bir mağara: Şikefta Coserê (Coserê Mağarası). Mağara ve dağ motifleri, bâtınî (içsel) anlamda insanın hakikate ulaşma yolculuğunu simgeler. Dağ, ilahi hakikatin yüksekliğini ve ulaşılması gereken yüce mertebeyi; mağara ise insanın nefsinden arınmak için içine döndüğü içsel tefekkür mekânını temsil eder.
İlksel toplumlarda dağ ve mağara, yeniden doğuşun ve hakikat arayışının imgeleridir. Mağarada inzivaya çekilmek, dünyadan soyutlanarak hakikati arama sürecidir. Dağa çıkmak ise bu arayışta ruhun yükselişini ve aydınlanmayı simgeler. Bu iki motif, birlikte insanın içsel yolculuğunda geçmesi gereken aşamaları ve mertebeleri işaret eder. Barışa meydan açmanın, kapısı dağa açılan bir mağaranın girişinde yapılması neye delalettir!
Yüzyılın en büyük barış ritüeli için yolculuk başladı. Hakikat ve özgürlük arayışında yol, cümleden uludur. Tarihin akışını değiştiren, zaman ve mekânda iz bırakan yürüyüşler vardır. Bu yürüyüş, 21. yüzyılda demokratik toplumlar için bir eşik anlamındadır. “Her hicret bir devrimdir” misali… Hakikatin zihin deryasında “yürümek – hicret”, fiziken bir yerden başka bir yere gitmek değil; yeniden doğuş için zihinsel bir sıçrama yaşamaktır. Bu, bir taktik değil; bir hal değişimidir.
Bin yıldır bu topraklarda acının dilsizliğini, direnişin ağırbaşlılığını........
© Yeni Yaşam
