Başlıyoruz
27 Şubat tarihinden bu yana gündemde olan tarihi manifestonun genel çerçevesi anlaşılmış oldu. Manifesto son iki yüzyılın tüm tarihsel sorunlarına cevap olma içeriğine sahip olması nedeniyle, nerdeyse her cümlesini hem ayrı ayrı ele almak, hem de bütünsel ele almak, son günlerin tüm yazılı ve görsel medyasının ana gündem konusu oldu. Tâbii bunca yazılan ve söylenene rağmen henüz tam anlaşıldı diyemeyiz. Fakat genel bir görüş de oturmuş durumda.
Ana tema şöyle özetlenebilir. 1976 Çubuk Barajı toplantısından bu yana Kuzey’de oluşturulan tüm kazanımlar ve başarılar, Kuzey’de elde edilen demokratik mevzilerde yer alacaklar. Ve bu zemini verebilecek çok sayıda kurum da mevcuttur. Demokratik zeminde savaş verebilmenin koşulu ise, mevcut anti demokratik yaklaşımların ortadan kaldırılması şartı ile mümkün olabileceğinin altı çizilmiş. Bugüne kadar demokratik zeminde verilen mücadeleler şimdi tutuklanma kaygısı, baskınlar ve cezaevleri tehditleri olmadan verilmeye çalışılacak. Demokratik mücadele gereği iki süreç de iç içe gelişen süreçlerdir. Neticede değiştirmek istediğiniz yasaların istenmesi bile demokratik tepkiler gerektirir. Aslında bir tür siyasi ve kültürel kurumları kendi elinle kurmak gibi de algılanabilir. Bu bağlamda kim ne kadar çalışırsa o kadar önümüzdeki yüzyıl anayasasının belirleyicisi de olacaktır. Tabii tüm bu çalışmalar yapılırken,........
© Yeni Yaşam
