Babamızın çiftliğinde OVP fermanı…
Yeni açıklanan Orta Vadeli Program’ın dili parlak; “yeşil dönüşüm”, “döngüsel ekonomi”, “dikey tarım” gibi sloganlar tıkır tıkır sıralanıyor. Ancak vaatleri sıralayan tabelanın arkasında sahada başka bir harita var: tarım arazileri madenciliğe açılıyor, su kaynakları büyük projelere, enerji altyapısına tahsis ediliyor; sonra halka deniyor ki “burada su yok, en iyisi dikey tarıma geçelim.” Bu mesajın adı bilgilendirme değil manipülasyondur. Önce toprağı, suyu ve işgücünü değiştiriyorsunuz; sonra şehirliye “taze” paketli sebze verip her şeyi normal göstermeye çalışıyorsunuz. Dikey tarımın buğdayı, mısırı, ayçiçeğini üretemediğini biliyoruz; oysa OVP’nin gıda güvenliği söylemi bu sınırlamayı göstermiyor.
Bu mesele teknik bir zaaf değil, bir sistem tercihi meselesidir. Dikey tarım kapalı devre teknolojilerle çalışır: LED aydınlatma, iklim kontrolü, pompalar, otomasyon… Bunların hepsi sürekli elektrik ister. Elektriğin ana yükünü maden-temelli, fosil yakıtlı santraller karşılıyorsa, şehirdeki laboratuvar-çiftliklerin enerji faturası kırsalda geri dönülmez ekolojik faturaya dönüşür. Toprak ise kolay üretilen bir kaynak değildir; bir santimetre verimli toprağın oluşması insani ölçekte asla telafi edilemez. Topraksız üretim, mikrobesinler ve iz elementler açısından toprak döngüsünün sunduğu zenginliği birebir........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Ellen Ginsberg Simon