menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Uyarı yap, pratiğe bak

16 0
28.05.2025

Mücadelesine sempatiyle baktığım MLKP de, PKK 12. Kongre kararlarının “tasfiyeci ve reformist” kararlar olduğunu söyleyenlerin listesine dahil oldu.

Acaba bu tutum biraz aceleye gelmiş olabilir mi? Karar, sonuçta karardır. Karardan sonra bunu “pratiğe geçirme” safhası var. Kararı hepimiz okuduk biliyoruz. Ama MLKP de dahil, hiçbirimiz bu kararın “pratiğe geçirilmesi” ile ilgili hiçbir şey bilmiyoruz. Çünkü henüz hem devlet bu karar karşılığında atması gereken hiçbir anayasal, yasal ve idari adım atmamış, hem de PKK aldığı kararı, devletin bu tutumu nedeniyle henüz pratik alana geçirmemiş. Taraflar birbirlerinin adımlarını beklemekte. Devlet de ayakta, PKK de. Devletin ordusu da ayakta, PKK’nin HPG ve YJA-Starı da ayakta.

MLKP MK’nin açıklamasını okuyanlar, PKK’nin “devrimden” vazgeçtiği kanısına kapılabilir. Ama ortada Türkiye’yi temel alırsak, devrimden vazgeçme gibi bir hadise yok. Çünkü Türkiye’de “devrim” yok.

Ama devrim Rojava’da gerçekleşmiş. Emperyalist ülkeler ve Türk devleti üstün gelirse Rojava’da bir karşı devrim olabilir. Ama şu anda Rojava devrimi kendini savunma gücündedir. Yani PYD devrimden vaz geçmemiş. MLKP’li arkadaşlar bir de 12. Kongre kararını Rojava devrimi bakımından ele alsaydılar, aceleci hükümlere varmazlardı diye düşünmekteyim.

Devrimin alanı “tek ülke” değil. “Bölge.” Bölgesel devrimci sürecin merkezi ne yazık ki, Bakur değil, Rojava. Ve Rojava durduğu yerde duruyor. Kürdistan’ın her bir parçası, bölgesel devrimci sürecin kendine özgü şartları olan birer “mevzii”. Mevziler arasında “eşitsiz gelişme kanunu” hüküm sürüyor. Devrimi savunabilmek ve koruyabilmek için bir mevziden eylemin ve örgütün yöntemi ve biçimi anlamında “geri çekilmek” devrimden vaz geçmek olur mu?

Henüz karşımızda olup........

© Yeni Yaşam