Demokratik uzlaşma hakkında
Dün gece Halk TV’de “sansürsüz” programını izledim. Programa katılanlardan biri iktidar “darbe yaptı” der demez, programın moderatörü “aman RTÜK” diyerek adamın sözünü “sansürledi.” “Darbe” sözcüğü meğer yasakmış. “Darbe” sözcüğü yerine hangi sözcük kullanıldı, şimdi hatırlamıyorum.
Programın temel sorusu şuydu: “Erdoğan’a erken seçim nasıl yaptırabiliriz?” Katılanlar konuyu uzun uzun tartıştılar. Sonunda “bir uzlaşma olursa Erdoğan belki erken seçime razı edilebilir” sonucuna vardılar. Buna göre “mevcut durumu değiştiren bir takım Anayasal iyileştirmelerde” ve daha önemlisi de Erdoğan’dan hesap sormama temelinde bir uzlaşma olabileceği, böylece erken seçiminde imkan dahiline girebileceği hususunda fikir birliğine vardılar.
Çok ilginç. Bu TV kanalına katılanlar, Bahçeli’nin meşhur çıkışından beri Dem Parti’nin AKP ile “uzlaştığını”, Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için iktidarın getireceği Anayasa’ya oy vereceğini gece yarılarına kadar TBMM koltuk sayılarını ellerinde değneklerle toplaya çıkara, çarpıp bölene, kare kökünü alana, logaritmasını hesaplamaya varıncaya kadar “ispat” etmeye çalışmışlardı.
“Yasaklı sokak” yerine, “izinli alana” geçişin kaçınılmaz sonucuyla karşı karşıyayız.
“Uzlaşmaya” prensip olarak karşı çıkmam. Ama uzlaşma var “uzlaşma” var. 27 Şubat günü İmralı’dan yapılan açıklama “demokratik uzlaşma” önerisiydi. Bu demokratik........
© Yeni Yaşam
