menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ateşkesin güvencesi nedir?

20 0
15.02.2025

Geçen yazımda hem iktidarın “terörsüz Türkiye”, hem de PKK’nin “demokratik Türkiye” hedeflerini koruyarak, “çatışmasızlığı geçici de olsa sağlayacak olan karşılıklı ateşkes” temelinde uzlaşmalarının, her iki tarafın hedeflerine ulaşması bakımından şu anda varolan biricik alternatif olduğunu vurgulamıştım.

Şimdi ateşkes sürecinde iktidarın “silahsızlanma” ve PKK’nin “demokratikleşme” hedefinin nasıl gerçekleşebileceği sorusuna cevap arayacağım. İki taraf açısından bu hedeflere ulaşmanın son derecede zorlu ve karmaşık bir süreç olacağını peşinen ifade etmek isterim.

Hiç kuşkusuz karşılıklı ilan edilse bile ateşkesin mutlak bir güvencesi yoktur. Her an taraflardan biri ateşkesi bozabilir. O nedenle taraflar ateşkesin devamına güvenerek hiçbir zorunlu adımı kolay kolay atmazlar.

Uluslararası tecrübe kritik ateşkes anlaşmalarında üçüncü bir tarafın “hakemliğine ve gözlemciliğine” başvurulduğunu gösteriyor. Bana kalırsa bu yol, Türk devletinin “iç işlerime kimseyi karıştırmam” demesinden çok, Üçüncü Dünya Savaşı’nda hepsi bu savaşa bulaşmış olan devletlerden birinin ya da birkaçının Türkiye’de ateşkes sürecine hakemlik etmesinin “barış” amacına hizmet etmeyeceği için, geçerli olamaz. BM “barış güçlerinin” de hepsi savaşa bulaşmış devletlerin askerlerinden ve danışmanlarından olacağını da buna ekleyeyim.

O halde ateşkes sürecinin devamını sağlayacak hakem ya da denetçi kim olabilir? Hem iktidar hem de PKK kimin hakemliğinde uzlaşabilir?

Son gelişmeler gösteriyor ki, devletin sonucu belirleyici kesimi ve tüm KCK bileşenleri Öcalan’ın barış ve demokratikleşme amacıyla mücadele ettiğine güveniyorlar. Devlet Öcalan’ın samimiyetine güvenmiyor olsaydı, ona “umut hakkı” yoluyla özgürlük yolunu açacağını kesinlikle söylemezdi. KCK bileşenleri de, Öcalan’ın yapacağı çağrının tek kelimesinden habersiz oldukları halde, “Önderliğin çağrısına” uyacaklarını açıklamazlardı. O halde karşılıklı ateşkesin biricik güvenilir hakemi ve denetçisi Öcalan olabilir. Yalnız bu bile Öcalan’ın ateşkes ilan edildiği günden itibaren özgür olmasını gerektirir. Çeyrek asırlık esaret sürecinde Öcalan yalnız dünya çapında “barış önderi” düzeyine yükselmekle kalmamış, Türkiye’de “devlet ve partiler üstü” bir kişilik haline gelmiştir. Ateşkesin devamında hem devlet nezdinde hem de KCK nezdinde yaptırım gücüne sahiptir. Öcalan’ın başında bulunacağı biri devletin, diğeri........

© Yeni Yaşam