menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Asıl şaşırtıcı olan

14 0
12.03.2025

“Çağrı öncesinde durum neydi, çağrı sonrasında ne oldu” diyerek bir yazı yazmıştım. Ama durumun evvelki günden sonra böyle olacağını sanırım kimse tahmin bile edemedi. Bir sayfalık çağrı büyük bir başlangıçtı ama, artık sadece başlangıç olmaktan çıktı. Çağrı Ortadoğu’da, yani Üçüncü Dünya Savaşı’nın merkezinde değişim ve dönüşüm sürecine yol açtı. Her şey olup bitmedi ama, olanlar oldu.

Neler oldu?

Saflarında selefi unsurlarla dolu bir HTŞ ile Rojava ve Dürziler arasında dünyayı hayrete düşüren anlaşmalar yapıldı. Alevi Araplara karşı bir takım çetecilerin katliamları sürerken, “Suriye çapında ateşkes ilanı” ile iç savaş başladı başlıyor denilen bir anda, Suriye’de iç savaş ihtimali iyice geriledi.

Bu bir şey değil.

Rojava ile Dürzi hareketi arasında böyle şaşırtıcı bir anlaşmanın yapılmasıyla, Lazkiye’deki Alevi Arap halkının da önü açıldı. Az sonra tahmin edilebilir ki, Şam hükümetiyle Alevi Araplar arasında da benzer bir anlaşma ufukta göründü. Sünni Arapların çoğunlukta olduğu Suriye’de, bana kalırsa Rojava’daki tüm halklar da, Dürziler de ikinci büyük nüfus olan Alevi Araplara vargüçleriyle sahip çıkacaktır. Ve Lazkiye’de, Tartus’ta Alevi Araplar en az diğerleri kadar örgütlü bir güce dönüşecektir.

“Artık Suriye dikiş tutmaz, en az dört parçaya bölünür” tahminleri havalarda uçuşurken, Suriye’nin BAAS rejimindeki zora dayanan “toprak bütünlüğü”, belki de tarihinde ilk defa Suriye nüfusunun tümünü kaplayan gönüllü bir toprak bütünlüğüne dönüşmenin eşiğine geldi.

Bu da bir şey değil.

Suriye, kuzeyden Türk ordularının, güneyden İsrail ordularının hareketiyle “işgal” edilme reel tehdidinden kurtulmanın en büyük adımını attı. Böyle bir gönüllü birlik sürecinde, niyeti bozuk olanların Suriye’ye askeri müdahale yapması için ellerinde inandırıcı hiçbir bahane kalmadı.

Evet, bunlar olanların hepsi değil. Üstelik bu iki anlaşmanın şu anda hiçbir kesin güvencesi yok. Eğer küresel ve bölgesel devletler Ortadoğu’da barış istemiyorsa, her iki anlaşmayı bir anda yürürlükten kaldıracak çok büyük imkanlara sahip. Ama........

© Yeni Yaşam