menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Andersen’den bir masal

20 0
16.01.2025

Abdülkadir Selvi hizmete amade bir gazeteci olarak görevini hakkıyla yapıyor. Yine yapmış. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir grup AKP’li vekille kahvaltı toplantısında yaptığı konuşmaları Kürt halkının alnını kaşırcasına ballandıra ballandıra anlatmış.

Durum şöyle: Türk halkının çoğunluğunun ne düşündüğünü bilemesem de, Kürt halkının barışa susadığını biliyorum. Çünkü silahlı mücadeleyle, NATO üyesi ülkede Kürt sorununu çözmenin imkansızlığını demeyelim de, imkansıza yakın zorluğunu tecrübeyle biliyor. Çatışma kırk yıldır sürüyor. Ne demokrasiden, ne de çözümden eser yok. Savaşın objektif sebebi Kürt tarafının “ya çözüm ya ölüm” demesi değil. Yani “silahlı yolla çözüm” hedefi yok. Hedefi savaşın sonunda “çözümün barışçı yolunun açılması”. Öcalan özgürken de bunu söylüyordu, esaret altındayken de. Savaşçılarını eğitirken de “siyasi yolu” gösteriyordu, şimdi de öyle. İnsanlar “çözüm” olmadığı için ölmüyor. “Çözüme barışçı yoldan gitme imkanı” tanınmadığı için ölüyor. Tanınsın, kimse tutuklanmasın, kaybedilmesin, legal partiler kapatılmasın, kayyım olmasın, Kürtçe konuşulsun, hangi çapta olursa olsun, ister belediyelerin yetkilerini genişletmek, ister özerklik, ister federasyon, hatta isterse ayrılma talebi düşünce özgürlüğünün gereği olarak görülüp yasaklanmasın, silahsız, barışçı örgütlenme, toplantı ve gösteri hakkı tanınsın, ben eminim ki, Kürt halkı bunlar sağlandığı gün, kardeş Azeri halkının şu şarkı sözlerini hep bir ağızdan söyleyecektir: “Silahları yandırın arşa çıksın sulh sesi-Ben anayım şu sesimde yerin göğün ahı var-Sulhe gelin ey........

© Yeni Yaşam