menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Filistin’de, direnişin eşiğinde: Omar

10 0
06.07.2025

Hany Abu-Assad’ın 2013 yapımı filmi Omar’ında karşılaştığımız duvar, yalnızca bir işgal nesnesi değil; bir aşkın, bir arkadaşlığın ve bir halkın içine çekildiği sürekli şüphenin somut hali. Filmi izlerken, insanların yaşadıkları yerden bağımsız olarak birbirlerine güvenebilmelerinin mümkün olup olmadığını düşündüm. Çünkü Omar, Filistin’de geçen bir hikâye olsa da, bir halkın değil, o halk içindeki insanların birbirine duyduğu inancın yavaş yavaş aşındığı bir iç kırımın hikâyesi gibi de aktı bana. Aşk da var, ama devletten bağımsız değil; dostluk da, ama gözetim altında. Her şeyin politikleştiği değil, her şeyin zaten politik olduğu bir düzende geçen, kesintili ama sürekli bir direnişin iç yüzü.

Filmin geçtiği Batı Şeria haritada sadece bir bölge değil; parçalanmış mekânların, bölünmüş ilişkilerin ve bastırılmış arzuların üst üste geçtiği bir ruh hâli gibi. Omar, genç bir fırıncıdır; gündüzleri ekmek pişirir, geceleri direnişin içinde yer alır. Aşkı bile gizlidir: Sevgilisi Nadia’ya ulaşmak için şehri ikiye ayıran İsrail devletinin devasa beton duvarlarını aşmak zorundadır. Çatılardan geçer, kontrol noktalarından sızar, gölgelerde ilerler. Bu duvarlar sadece iki mahalleyi değil, iki bedeni, iki kalbi de ayırır. Omar ile Nadia’nın aşkı, kendi başına politik bir eyleme dönüşür. Nadia’nın abisi Tarek’in haberi olmadan yaşanan bu aşk, direnişin içindeki hiyerarşileri, sessizlikleri ve sınırları da görünür kılar.

Yara görmüş mekanlar

Ömar’ın yapısı, bazı açılardan Ayşe Polat’ın Kör Nokta filmindeki takip dinamiklerini anımsatsa da, burada işler farklı işler. Olay örgüsündeki sürekli ters köşe........

© Yeni Yaşam