Köleler, ahmaklar ve provokatörler
Kölenin sosyolojisi belki iyi bir kavramlaştırma olabilir. Modernitenin her bireyin kendini özgür olarak tariflemesine göre düzenlenmiş kodlarıyla düşünüldüğünde köle olana, köleliğe dair sosyoloji ile düşünmek bizi belki çok daha esaslı bazı sonuçlara ulaştırabilir. Firavun’un kölelerinden daha fazla kendine özgür payesi biçen modern insanın nasıl bir köle-efendi diyalektiğinde kaldığı, görünmez bağların çizdiği sınırların nasıl da aşılamaz olduğunu bu bireye göstermek ise çok daha zor bir durum olmaktadır.
Edebiyat ile bu çelişkiyi dile getirmek sadece dilin kurgulanışıyla sınırlı kalamaz. Dil zekanın ahmaklık ile bilinçlilik arasında yapısal sorunlarda görünmeyeni görünür kılma gibi bir gücü olabilir. Ama görüneni anlamsızlığa büründürme gücünün olduğunu da unutmamak gerekir. Modern insanın görsel taciz ile bütünleşmiş hali eylemliliği, daha doğrusu yaşamın ilgi ve hareket ile olan diyalektiksel bütünlüğünü bozabilecek en temel unsurlardan olması faşizmin toplumsal desteğini oluşturacak kudrettedir. Özgürlüğün kudretli haline karşılık faşizmin moderniteye bürünmüş modern kılığı bunalımlarla yüklü bir şekilde yine toplumsal sorun olarak geri dönmektedir.
Köleye demokrasi ve özgürlük nitelemesi yapmak onu baş tacı etmektir ki, ne tarihte ne de günümüzde onun böyle bir rolü olmadı. Tarihin tekerleğinde kölenin rolü çoğunlukla........
© Yeni Yaşam
