Neden Eğitim Sen?
Muktedirler, toplumsal meşruiyetlerini kaybettikçe iktidarları için tehdit gördükleri fikirleri, örgütleri, kişileri susturmaya, mümkünse yok etmeye çalışır.
Sendikalar kapitalizmin her döneminde tehdit olarak görülmüş; ya tamamen yasaklanmış ya da faaliyetleri -yasalarla- muktediri tehdit etmeyecek biçimde sınırlanmıştır. Kimi sendikalar yasaların belirlediği sınırlar içinde kalarak sistemle çatışmaya girmeden, uzlaşma içinde varlığını sürdürmüştür. Ancak bunlar “sendika” adını taşısalar da sendikaların ortaya çıkış nedeni olan işçi sınıfının mücadelesini hiçbir zaman üstlenmemiş, patronlarla ve siyasi iktidarlarla el ele kol kola olmuş, büründükleri bürokratik yapı ile sistemin kuklalarına dönüşmüşlerdir.
Kimi sendikalar ise tüm yasaklama ve baskılara rağmen patronun ve devletin emekçiler üzerindeki tahakkümüne karşı mücadelenin aracı olmuş; bu mücadelelerle önemli kazanımlar elde etmiştir. Sendikaların kazanım elde ettiği mücadelelerde en etkili olan yöntemse genellikle emekçilerin üretimden/hizmetten gelen gücünün kullanılması yani “grev”dir.
Muktedirler, bırakın grevin gerçekleşmesini “grev” sözcüğünü duyduklarında bile çılgına dönerler. Çünkü işçilerin greve gitmesinin sadece üretimin durdurulmasıyla kalmayacağını, üretimi durduran işçilerin bu sistemin aslında kendi sırtlarında yükseldiğinin bilincine varacağını bilirler. Hele söz konusu “genel grev” olursa, -gerçekleşme koşullarının olup olmamasına bakılmaksızın- muktedirin korkusu dağları sarar. Zira “genel grev” gibi bir eylemin olabilme ihtimali bile, emekçilerin, sadece oy kullanma ya da televizyonların başında ah vah etme dışında, kendi yaşamları ve çocuklarının geleceğini belirlemek konusunda rol alabilecek........
© Yeni Yaşam
