menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

15-16 Haziran’ı anmanın dayanılmaz ağırlığı…

10 0
13.06.2025

15-16 Haziran 1970’te gerçekleşen işçi direnişine dair birkaç söz etmeden önce bu direnişi, aradan geçen 55 yıla rağmen Türkiye işçi sınıfı tarihinin en önemli direnişi olarak anmanın hüznünü yaşadığımı belirtmek isterim.

1970’ten bu yana, dünyada en büyük kaybedenin emekçiler olduğu büyük bir dönüşüm yaşandı. Türkiye, neoliberalizm adı verilen bu dönüşüm sürecinden en çok etkilenen ülkelerin başında geldi. Askeri darbelerin, ekonomik krizlerin ve giderek otoriterleşen rejimin hedefinde hep işçi sınıfı vardı. Ancak Türkiye işçi sınıfı bu dönüşüme karşı 15-16 Haziran’ı aşacak bir direnç gösteremedi. Bu direnişi gerçekleştirenlerin önemli bir kısmı bugün hayatta değil, bugünün emekçilerinin de büyük kısmı o günlerde henüz doğmamıştı. Mücadele hafızasını diri tutmak adına bu şanlı direnişi -o zamandan bu zamana bunu aşan bir başka direniş olmadığı için- anmak, tüm ağırlığına rağmen halen önemli!

Ne olmuştu 55 yıl önce?

1970’te Meclis’in iki büyük partisi (AP ve CHP), hemen hiçbir konuda anlaşamazken sermayenin kendilerine verdiği “direktif” doğrultusunda elbirliği ederek sendikal hak ve özgürlükleri düzenleyen yasalarda (274 ve 275 sayılı yasalar) işçilerin sendika seçme ve sendika değiştirme hakkını engelleyen bir yasal düzenleme yaptı. Amaç giderek güçlenmekte olan işçi sınıfı hareketini ve özellikle de bu hareketin öncülüğünü yapan DİSK’i engellemekti. İşçiler, sendikalarına ve haklarına sahip çıkmak için 15-16 Haziran’da başta İstanbul olmak üzere Ankara, Adana, Bursa ve İzmir’de direnişe başladı. Sonuçta işçi sınıfı sermayenin kapalı kapılar ardındaki oyunuyla çıkan yasayı, sokakta yürüttüğü mücadeleyle geri aldırmayı başardı.

15-16 Haziran’ın başarıyla sonuçlanmasının yanında onu........

© Yeni Yaşam