El Cezire cephesine giden 5 madde ve anlattıkları
Şu konuda sanırım soru işareti yok. 1919-1923 dönemi Kürtlerin ‘yazılı’ zeminde tanınırlığı açısından en fazla “hikâyenin” döndüğü, Kürtlerin ve Kürdistan’ın kendi olarak anlam çerçevesine yerleştiği dönemler oluyor.
Bunun birçok nedeni var. En popüler nedeni elbette devam eden savaş hali ve aranan destektir. Kürdün desteği o kadar gereklidir ki, 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) kayıtsız kalamaz ve kapıları açar. İçerikte ifade edilenler, vaat edilenler dönemin ruhu ile son derece uyumludur. Bu süreci takip eden ve yer yer hayalet kanun da denilen, İngiliz arşivlerinde yer alan, Şubat 1922 tarihli 18 maddelik özerklik kanunu da aslında devam eden hat içerisinde son derece anlamlıdır. Dönemin söylemleri ile güncel gelişmeler, Ankara’nın Kürtlere belli sınırlar içinde alan tanımaya fırsat veriyordu, bunu da kendi geleceğinin teminatı olarak görüyordu. Hatta Robert Olson’ın aktarımlarından öğrendiğimiz üzere itiraz edenler Kürt vekillerdir çünkü maddeleri yetersiz bulmuşlardır. (1)
Tam da böylesi bir zaman diliminde bir olay daha olur.
1922 yılının ortaları Kurtuluş mücadelesinde kritik bir evredir. Her şeyin hızlandığı bir aralıktır. Batı ve doğu arasında fark vardır. Batı’daki zafer sesleri, doğuda yerini tedirginliğe bırakmıştır. Çünkü Fransa, İngiltere, Musul ve daha başka sorunlar vardır. Tüm bu kaotik dengeler içinde de Kürtlerin desteği soru işaretidir. Hele hele Koçgiri sonrası, “Kürtler mutlaka kazanılmalıdır” tezleri de Ankara’nın dehlizlerinde yankılanmaktadır. Hal edilmesi gereken de budur. 1921 anayasasının yerellere yetki vermesi böylesi bir başlangıca veya arka plana denk gelmesi tesadüf değildir.
Burada biz El-Cezire cephesine yoğunlaşalım.
26 Haziran 1920’de, El Cezire Cephesi (Cezire: ada anlamında. Fırat’tan İran sınırına kadar, Diyarbakır, Bitlis, Urfa, Hakkâri gibi bölgeleri kapsayan askeri-idari yapı) kuruldu. Bu cephe sadece askeri amaçlı değildir, siyasi anlamı daha yüksektir.
Cepheye dair talimat, 27 Haziran 1920’de Mustafa Kemal tarafından Bakanlar Kurulu kararı olarak hazırlanır, ancak resmi gönderimi 15 Temmuz 1922’ye ertelenir.
Beş maddeden oluşan cephenin kuruluş gerekçesi ve bilgileri özetle şöyledir:
O dönem Genelkurmay Başkanı İsmet İnönü 14 Temmuz 1920 tarihli telgrafında, cephe........
© Yeni Yaşam
