menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İlk adımı beklerken

15 0
16.01.2025

Varlığını çeşitli belirtilerle anladığımız ama ne olduğu henüz tam anlaşılmayan “süreç” devam ediyor. Henüz “ne olduğu” tam anlaşılamayanın “ne olabileceği” ve “nasıl ilerleyebileceği” üzerine bolca yazılıp konuşuluyor.

Bizzat üstüne konuşulup yazılanlar da sürecin “ne” olacağını ve “nasıl” ilerleyeceğini bir biçimde etkilese de, elbette esas olan Kürt coğrafyası ve toplumsal gerçekliğinde fiilen yaşananlardır.

Üstelik olayın somut yaşanan halinde sadece Kürtler ve Kürt coğrafyası değil, Suriye ve hatta bütün Orta Doğu’da yaşanan muazzam alt üstlük bütün gücüyle devrededir, hatta sürecin ebesidir! O zaman bakacağımız coğrafya çok daha geniş ve toplumsal alan çok daha kalabalık ve farklı kimlikler barındırıyor.

Hem hakkındaki tartışmalara hem de fiilen yaşananlara bakarak sürecin güncel halini anlamaya çalışalım.

Orası ile Burası

Türkiye emperyalist “Batı” tarafından “gözetmekle” görevlendirildiği Yeni Suriye’nin içine girdikçe, “orası” ile “burası” arasındaki zaten uzun zamandır yaşanan karşılıklı akış hali hem farklı alanlara yayılıp dallanıp budaklanıyor hem de hızını ve yoğunluğunu arttırıyor.

Sınırlar iyice geçirgenleşmişti, şimdi neredeyse buharlaşıyor. Öyle gözüküyor ki, maddi-coğrafi sınırlardan şimdi de siyasi ve toplumsal sınırların geçirgenleşmesine doğru gidiliyor. Etkileşim o kadar hassaslaştı ki, Suriye’de olup bitenler hızla Türkiye’yi etkiliyor. Üstelik henüz yolun başındayız, etkileşimin çok daha fazlasını önümüzdeki aylarda yaşayarak göreceğiz.

İki ülkenin devletlerinin uzun on yıllardır çözümsüz bırakarak despotik baskı altında kördüğüm hale soktukları sorunları birbirine benzediği için etkileşim çok doğrudan yaşanıyor. Evet, Türkiye’de kapitalizmin gelişme derecesi çok daha gelişkin olduğu için sorunlar farklı biçimlerde ve yoğunlukta yaşanıyor, yine de iç içe geçtikçe benzerlikler açığa çıkıyor.

Nasıl?

Mezhepçi HTŞ iktidarı Alevilere yönelik cinayetlere sıçrayan baskılarını arttırdıkça, Türkiye’deki/“buradaki” Aleviler “orası” ile dayanışma yönelimine giriyor. “Buradaki mezhepçilerden” hemen tepki geliyor ve devlet tarafından beslenen provokatörlerin ürettiği “Siyasal Alevilik” suçlamasıyla zaten baskı altında olan Türkiyeli Aleviler şeytanlaştırılmaya çalışılıyor.

Suriyelilerin alıştığı seküler toplumsal yaşam dinbaz çeteler tarafından tasfiye edilmeye çalışılıyor; gelişmeler Türkiye’deki benzer dinbaz güçler tarafından baskılanan laik-seküler toplumsal alanda gerginlik yaratıyor; dinbazlar ise aynı gelişmelere bakarak seviniyor hatta olup bitenleri örnek görüp “burada” da “neden olmasın” hayalleri kurup, hazırlık yapıyor!

“Orada” olup bitenlerde zaten “parmağı” olan iktidar güçleri “burada” da görev başında! Kışkırtıyor, örgütlüyor, yaşanan gerginlikleri sürdürdükleri faşist kurumsallaşma sürecinin hizmetine alıyor.

İktidar, oluşan puslu havayı halkın bilincini bulandırma fırsatı olarak görüyor, “oradaki” katliamlarla “buradaki” muhaliflerine gözdağı verirken, “oradaki” cinayetlerle bilinçlerini beslediği kendi destekçilerini faşist bir yığına dönüştürüyor.

Suriye’de Kürt bölgelerine yönelik siyasi yönelimler ve askeri saldırılar ara vermeksizin sürüyor; “orası” ile “burası” arasında en yoğun etkileşim bu alanda yaşanıyor. Patlarsa beklenmeyen sonuçlar üretecek bir gerilim birikiyor.

Kimse şaşırmasın, hem Hatimoğulları “Gazze’ye benzeme” olasılığına dikkati çekerken hem de Önder “şimdi çözülmezse sonra 72 milletin işe karışabileceği” olasılığından bahsederken haklılar.

Öyle ucuz demogojilerle söylenenleri söyleyenin kast ettiğinin tam tersine çevirip şeytanlaştırma ayinleri düzenleyenlere soralım: Madem böyle riskler yok, o zaman düne kadar DEM Parti’yi şeytanlaştırıp Öcalan’a hakaretler sıralayan Bahçeli’nin şimdiki telaşı neden?

En ucuzundan küçük tüccar bilinciyle “Oh, Suriye’yi cebimize attık, sırada neresi var” diye hoplayıp zıplayanlar, olaylar tarafından eğitilirler mi bilemeyiz, ama Bahçeli’nin tam da Hatimoğulları........

© Yeni Yaşam