Emek özgürleştiriyor
Geçtiğimiz günlerde sendikamıza başvuran iki işçi arkadaş, işten çıkarıldıktan sonra hak ettikleri alacakları için yardım istedi. Biz de oturduk, tek tek çalıştıkları günleri, aldıkları maaşları, hak ettikleri tazminatları hesapladık. Önce firmalara yazılı olarak ulaştık, sonra da yüz yüze konuştuk. Sessizce, barışçıl bir şekilde çözelim dedik. Ama ne ses geldi ne de bir adım atıldı. Bunun üzerine yüklenici firmanın önünde direnişe başladık.
İşyerinin kapısına vardığımızda, yetkililer bizi hemen içeri aldı. “Hak varsa öderiz” dediler. Ama toplantının sonunda klasik oyun başladı: Suçu taşerona attılar. Oysa bu memlekette taşeron sistemini bilmeyen tek bir kamu görevlisi yok! Yine de bizi taşeron firmanın plazasında bir görüşmeye çağırdılar.
Düşünün; yıllarca emek verdiğiniz binaya, hakkınızı aramak için bile ancak izinle girebiliyorsunuz. İçerideyse, masa başlarında kibirle dökülen yalanlar var. Önümüze belgeler serildi. Şirket “Biz kimsenin hakkını yemedik” dedi. Ama biliyoruz: İnşaatlarda bir değil, iki maaş vardır. Biri kağıt üstünde, diğeri gerçek........
© Yeni Yaşam
