menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kapıdaki ne?

13 0
01.07.2025

Yeni durumlar var. Savaşın ve siyasetin kalbi belki de uzun süre İran’da atacak. Suriye bir süreliğine durgunlaşabilir, ancak istikrarsızlık yıllarca sürecek. İsrail İbrahim anlaşmasıyla Araplarla dost, Farslarla düşmanlık mutabakatını hayata geçirerek yeni bir yüz yıl stratejisi planlıyor. Filistin’i, Filistinli yapıların inisiyatifinden koparıp dışardan hükümet atama yoluna baş vuruyor. Türkiye ise Ortadoğu’yu kasıp kavuran şiddet ve kaos dalgasını Kürt barışıyla atlatmanın hesaplarını yaparken, Kürtler bu kaotik denklemde bir taraftan Türklerle yeni bir ittifak ve barış yolunun taşlarını döşüyor, diğer taraftan bölge halklarıyla düşmanlaşmadan varlığını koruma hazırlıklarını yapıyor.

İran-İsrail gerilimine dönersek, henüz bitmeyen ve aslında yeni başlayan İran-İsrail savaşı ekonomik, politik, ideolojik boyutları olan bir hegemonya savaşı olduğunu hatırlatalım . Bu savaşı bölgesel ve küresel ölçekte politikayı domine eden ve bir şekilde toplumlardan rıza devşirerek taraf tutmaya zorlayan bir savaş olduğu için rahatlıkla “hegemonya savaşı” olarak adlandırabiliyoruz. Bu hegemonik savaş Arap-Yahudi geriliminden Fars-Yahudi gerilimine doğru uzayan ve uzun yılları alan bir hadiseye dönüşebilir. Aktörler değiştiğinde savaşın bağlamı, dinamikleri ve hedefleri de doğal olarak güncellenecektir. İran’ın kapasitesi uzun süreden beridir test ediliyor. Zaman zaman halkına karşı da bir balyoz olarak kullandığı “güvenlik silahı” elinden alınmak isteniliyor. Güvenlik politikası, özellikle rejimin ikbali açsından tek dayanak; yıllardır halkın boğazından kısılarak yapılan, iç ve dış politikayı konsolide eden temel yatırım. Bu yatırım yine aynı araçlarla zayıflatılacak gibi görünüyor.

İran-İsrail savaşının ilk raundunda “kapitalist devlet şebekesinin gerici bir formu” olan İran molla rejiminin “güvenlik” bariyerinde büyük bir gedik açıldığı söylenebilir. Sıcak savaşın başında daha çok güç gösterisine dönüşen taktiksel hamleleri izledik, gerçek savaş henüz başlamış değil. Emperyal-hegemon sistemin “önce yaralayıp sonra düşürme” tekniği bir kez daha devrede. Bu konuda........

© Yeni Yaşam