menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir yerlinin hikâyesi

9 0
15.04.2025

Kürtlerin ve diğer sömürülen halkların hikâyesi, yerelden evrensele uzanan bir hakikate tekabül ediyor. Kürtler yerli-otokton bir halk olduğu için hala birçok riske, yerliliğin refleksleriyle karşı koyuyor. Kürt yurtseverliği (welatparezi) her ne kadar modern ulusal kimlik mücadelelerinin rüzgârıyla pekişmiş olsa da asıl kaynağını yerlilikten alıyor. Yurtseverlik yerel değerlerle iç içe yükseldi.

Kürt yerliliği, modern ulus kimliğini büyük bir ustalıkla kendi doğasına uyarlamayı başardı. Bunu kimi zaman hemşehricilik, kimi zaman gerici formlarla karıştıran ucuz yaklaşımlar olsa da Kürt yerliliği hala sosyolojik ve politik lenslerle anlaşılmayı ve çözümlenmeyi bekliyor. Bugünkü Kürt hakikati, kaynağını yerliliğin politikleşme ve halklaşma serüveninden alıyor.

Eylül darbesinin öncesinde yerelliği evrensel ile buluşturan Kürt öznelerin kahiri ekseriyeti üniversite öğrencileriydi. Öğrenciler dönemin sol tezlerini modern ulus tezleriyle harmanlayarak Kürt hakikatine uyarladılar. Yıllarca Kürt köylüsüne sınıf mücadelelerini, ezilen ulusların kimlik mücadelelerini ve sömürge karşıtı halk mücadelelerini anlattılar. Yerliler ise yeni teoriyi kendi öz bilinçleriyle karşılamıştı. Hızlı ve zorunlu kentleşmeye rağmen Kürt yerliliği hala Kürt hareketinin sırtını rahatlıkla dayadığı en sağlam zeminlerin başında gelmektedir.

Yerli halk çocuklarından biriydi Mehmet. Üniversiteli Kürt gençlerinden etkilenerek Eylül darbesinin öncesinde kimlik mücadelesiyle tanışmış ve bedelini diğer köylü arkadaşlarıyla birlikte 5 nolu Amed zindanının işkence tezgahlarından geçerek ödemişti. Dörtler işkenceyi protesto edip bedenlerini ateşe verdiğinde o oradaydı. Kendi köylüsüydü Ferhat.

Değeri hala pek anlaşılmayan 78 kuşağı Kürt halkı açısından........

© Yeni Yaşam