İçeridekiler yüzyılın çağrısına dikkat kesildiler!
Umarım bu yıl ülkemiz ve halkımız büyük bir barışı gerçekleştirecektir. Bin yıllık kardeşlik ve ortak vatan projesi hayat bulacak. Bu başarı başta Ortadoğu ve tüm insanlık ailesine kalıcı bir örnek olacaktır
İçeriden/ Hüseyin Aykol
İzmir-Kırıklar Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde kalmakta olan Resul Kocatürk, 23 Şubat 2025 tarihli mektubunda şöyle diyor: “Şu an için sağlık sorunlarım stabil sayılır ama buranın koşulları epeyce zorlayıcı. Cezaevi tutsakların gün, güneş ve insan yüzü görmeyeceği şekilde inşa edilmiş. Düşünün artık! Dört ay oldu gün yüzü görmedim. Her hücre birbirinden yalıtılmış, tecrit esaslı adeta müstakil birer cezaevi gibi desem yanlış olmaz.
Bir süredir buranın 3’lü hücrelerinin bulunduğu E bloktayım. Uzun zamandır açlık grevinde olan DHKP-C’lilerin yanındayım ve onlara yardımcı olmaya çalışıyorum. Buradan F tiplerine götürülmeleri talebiyle Ahmet Sercan Arslan açlık grevinin 126. ve Mulla Zincir ise 101. gününde. Kritik günlere doğru ilerledikleri için bir araya getirildi. Önceden yan yana tekli hücrelerde kalıyorduk. Arkadaşların temel talepleri buradan F tipi cezaevlerine götürülmek.
Dört yüz civarı kapasiteye sahip olan bu cezaevi, dördü tek kişilik, biri ise üç kişilik hücrelerden oluşan beş bloktan oluşuyor. Yüksek Güvenlikli Cezaevi, diğer cezaevlerinden farklı şekilde üç katlı olarak inşa edilmiş. Her katında 6 tekli hücre var. Her ünitede böylece 18 hücre bulunuyor. Her ünitenin orta kat koridorunun sonunda yalnızca bir adet üstü açık küçük bir havalandırma bulunuyor.
Hücrelerden bağımsız mimarideki bu havalandırmaya günde bir ya da iki saatliğine çıkabiliyorsunuz. Ben iki saat çıkabiliyorum ama bu iki saat içinde tuvalet ihtiyacı söz konusu olursa, hücrenizde ihtiyacınızı gördükten sonra kalan zaman için tekrar havalandırmaya geri gidemiyorsunuz. (Oysa yasal mevzuatta gün boyunca havalandırmadan yararlanma hakkınız olduğu biliniyor.)
İçerisinde ranza, mutfak tezgâhı, elbise dolabı, lavabo-tuvalet bölümü bulunan 4×4.5 metre olan hücrenin penceresi demir parmaklık dışında arasından kalem dahi geçmeyen kafes tellerle kapatılmış. Böylece içeriye hava ve güneş ışığı da giremiyor. Gün boyunca loş bir karanlıktasınız. Başta yatak olmak üzere battaniye ve elbiseler her daim nemli ve hücreye küf kokusu hâkim. Geldiğimde bana yeni bir yatak vermişlerdi. Çürüdü. Bunun üzerine talep ettim ve bana yeni yatak........
© Yeni Yaşam
