Egemenin kurucu ötekileri: Kürtler ve Aleviler
Her kurucu irade ve dolayısıyla devlet, kendisini tanımlamış olduğu korkular üzerinden inşa eder. Öteki, hasım ya da düşman formatıyla tarif ettiği ideolojiyi, sınıfı, grubu, halkı, inancı, kültürü vb. kendi varlığının meşrulaştırıcı gücü olarak işlevsel kılar. Böylelikle kendi varlık gerekçesini (Raison d’être) her daim diri ve haklı tutma rejimi geliştirir. Korku, iktidarların duygular sosyoloji idaresinin kurucusudur.
Devlet de kendisini esas itibariyle korkular üzerinden şekillendirmiştir. Devlet aklı bölücülük olarak tarif ettiği Kürtleri, heretik olarak tarif ettiği Alevileri kurucu öteki olarak kodlamış, sistem dışı tehdit olarak görmüştür. Gericilik olarak tarif ettiği İslamcıları ise sistem içi, düzenleyici öteki olarak tarif etmiş ve ötekileri korku nesneleri olarak kodlamıştır. Kendisini de bu korkular üzerinden var ederek meşruluk kaynağı oluşturmuştur.
22 yılı aşkın son dönemde AKP iktidarlarıyla birlikte İslamcılık korku liginden düşmüş, özellikle 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra oluşan Türkçü-İslamcı milliyetçi blokla büyük oranda eklemlenerek ehlileştirilmiş, biçimlendirilmiştir ve sistem içine çekilmiştir. Ancak Kürtlerin ve Alevilerin yerleri sabit kalmıştır.
Yani her ne kadar devlet aklı için üçlü bir korku mimarisinden söz edilebilirse de Kürtler ve Aleviler, hiçbir zaman İslamcılarla aynı kategoride yer almadı. Çünkü İslamcılık sistem için şoför değişimi olarak algılandı. Daha tolere edilebilir, formel bir mesele olarak muamele gördü. Ancak Kürtler ve Aleviler şoförün değil, arabanın değişimi olarak sistemsel-yapısal........
© Yeni Yaşam
