Tefsir ve teşhirin ötesinde başka bir seçenek kalmadı mı?
Rejimin dönüşümü bir kritik fazı daha kolayca geride bırakıyor. Bir engelle karşılaşmadıkça son birkaç aya yayılan büyük saldırı dalgası kalıcı hukuki pratiklere dönüşecektir. Son olarak HDK soruşturmasıyla birlikte açık ve meşru hatta yasal olan her türlü siyasal faaliyetin hedef alındığını öngörmek zor olmasa gerek.
İktidar ortaklarının bu saldırıları korku ya da acizlikle gerçekleştirdiğini ifade etmenin bir anlamı yok. Öyle bir dünyada yaşamıyoruz. Aksine gerçek bir güç gösterisine, rahatça manevra alanına sahip bir iktidarın meydan okumasına tanıklık ediyoruz.
Halkçı siyasal alanın halen tasfiye olmayan ama büyük oranda halktan kopmuş bir şekilde ideolojik alana hapsolmuş konumu beraberinde birtakım patolojik belirtileri getiriyor. Bu patolojileri kabaca iki kavramla açıklamak isterim. Birincisi tefsirdir: Basın açıklamalarında, medya demeçlerinde, röportajlarda, propagandalarda iktidarın, düzen içi muhalefetin, anaakım siyaset figürlerinin söz ve eylemlerinin anlamlarını açıklama çabasının rutin bir siyasal eyleme dönüşmesidir. İkincisi teşhirdir. Düzenin soyguncu, sömürücü, öldürücü, süründürücü doğasını açık etmenin de rutin ve........
© Yeni Yaşam
