Tüm mümkünlerin eşiğindeyiz
Bazı sabahlar vardır; göz kapakları açılır ama içteki gece hâlâ sürüyordur. Zamanın aktığı ama hayatın durduğu, gökyüzünün açık ama umudun hâlâ zindanda olduğu sabahlardır bunlar. Kürt halkı, işte o uzun geceden sabaha yürüyen bir halktır. Gözünü kapatmadan uyanmayı öğrenmiş, acının içinde direnç, suskunlukta kararlılık büyütmüş bir halk…
Bugün artık kimse bu halkın uykuda olduğunu söyleyemez. Aksine, yüz yılı aşkın bir uyanışın içindedir. Bu uyanış, sadece siyasi değil; kültürel, toplumsal, hatta varoluşsal bir isyandır. Bir halk, inkâra karşı varlığını ilmek ilmek örüyorsa, orada artık tarih yazılıyordur.
Kürt halkı, artık sadece “barış” istemiyor. Çünkü barış, doğru zeminde kurulmadığında sessizlikten başka bir şey değildir. Bugün talep edilen şey; onurlu, kalıcı ve eşitlik temelinde bir çözümdür. Bir halkın diliyle, kültürüyle, iradesiyle tanınmasıdır. Bu da yalnızca masa başında değil, hakikatin tam ortasında mümkündür.
Bu hakikatin merkezinde ise bir isim var: Abdullah Öcalan. Çünkü bir halkın önderi tutsaksa, o halk zincirlerini tam anlamıyla kıramamıştır. Ve bu ülkenin barış umudu,........
© Yeni Yaşam
