menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adım bekleyen ayaklar yürümez

13 0
25.05.2025

Kürt halkının yüreği büyük, sabrı derindir. On yıllardır baskıya, yok sayılmaya, sürgünlere ve katliamlara rağmen umut etmesini bildi. Ama artık şu gerçeği açıkça söylemenin zamanıdır: Umudu da yoran, sabrı da çürüten bir hâl almamalı bu “bekleyiş”. Eğer böyle olursa artık umut değil, beklenti konuşur. Ve bu beklenti, halkı kendi iradesinden uzaklaştırır.

Bugün sokakta, evde, okulda, cezaevinde, ovada bir soru dolaşıyor: “Devlet adım atacak mı?” Bu soru masum görünse de eğer arkasında örgütlü bir halk iradesi yoksa, o sorudan sadece sessizlik çıkar. Devlet, hiçbir zaman kendi isteğiyle adım atmadı. Atmaz da. Hele ki Kürt meselesi gibi, varlığına dair bir meselede… Türk devleti ancak ve ancak zorlandığında, mecbur bırakıldığında, halkın iradesiyle karşılaştığında adım atar. O yüzden bekleyerek değil, zorlayarak barış olur.

Ama şimdi “Yakında çözülür”, “Devlet değişiyor”, “Bu sefer farklı” diyen bir ruh hâli, mücadele alanlarını boşaltıyor. Sanki özgürlük bir kararnameyle gelecekmiş gibi. Sanki yıllardır bu halkı yok sayan o devlet, bir sabah kalkıp adalet dağıtacakmış gibi. Bu kandırıcı iyimserlik, halkı mücadeleden uzaklaştıran en büyük tuzaktır. Çünkü beklentiyle geçen her gün, örgütlü bir hamlenin eksilmesidir. Beklenti........

© Yeni Yaşam