menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Halkların barışı, emeğin, emekçilerin zaferi

12 0
14.02.2025

Dünya tarihine baktığımızda savaşların, çatışmaların ve baskıcı yönetimlerin en büyük mağdurlarının emekçiler ve halklar olduğunu görürüz. Tüm savaş ve çatışma süreçleri aynı zamanda sınıfsal süreçler olarak sonuçlar doğurur. Savaşlar zenginleri daha zengin eder, yoksulları daha da yoksullaştırır.

Savaş ve çatışma politikalarında ısrar eden iktidarlar ölenlerin kendi çocukları olmadığını ama her türlü kazançlı çıkanlarını egemenler olduğunu bilirler. Savaş ve çatışma dönemlerinde kutsadıkları ölüme hep emekçilerin, yoksulların çocukları gönderilir.

Bununla da sınırlı değildir savaş ve çatışma süreçlerinin sonuçları. Çatışma ortamında hak aramak zorlaşır, “ülkenin çıkarı” diyerek sendikalar zayıflatılır, “milli menfaatler” denilerek, emek mücadelesi ikinci plana itilir. Sendikacıların bir bölümü bu hesabın bir unsuru haline gelir.

Oysa barış, emekçilerin ve halkların daha adil, daha özgür bir yaşam kurabilmesi için temel koşuldur. Bu yüzden Kürt sorununda barış mücadelesi, emeğin ve emekçilerin de mücadelesidir.

Savaş ve sömürü arasındaki bağ

Kapitalist sistem, savaş ve çatışmalardan beslenir. Türkiye’de yaşayarak gördüğümüz gibi kuralsız çalışma yaygınlaşır. Savaş dönemlerinde sermaye sahipleri “vatan, millet” diyerek silah sanayisini daha çok işletir, bu alana yapılan yatırımları kutsanır ve bu alandaki ger yeni gelişme ülkenin geleceğiyle ilişkilendirilerek anlatılır. Savaş ve çatışma dönemlerinde kapitalistler büyük projelerini ve kriz ekonomisini kullanarak kârlarını büyütürken, emekçiler ve yoksul halk kesimleri daha da zor duruma düşer. Kamu kaynakları, halkın refahına harcanması gerekirken savaş bütçelerine aktarılır. İşsizlik artar, enflasyon yükselir, temel haklar askıya alınır, grevler yasaklanır ve sendikaların sesi kısılır.

Kırk yıldır süren çatışma sürecine ve sonuçlarına bakıldığında hem insan kaybı hem de ekonomik tablo bize bu açılardan çok şey söyler. Bugün yaşanan açlık, sefalet, işsizlik, enflasyon, katlanan iç ve dış borç, uluslararası tefecilerin eline düşmüş bir ekonomi söz........

© Yeni Yaşam