Ticarileştirilen suların ve su havzalarının paylaşımı
Eminim izliyorsunuzdur, biliyorsunuzdur. Öyle ya artık yaşamımızın, yaşam alanlarının her hücresine, köşesine, bucağına kadar giren suyun ve su havzalarının metalaştırılmasını bilmeyen, etkilerini yaşamayan kalmadı aramızda. İşte böylesi canımızı yakan ancak neredeyse kanıksamaya başladığımız bu hayati konuda siyasi iktidar tarafından üretilerek geçtiğimiz hafta yaşamımıza eklenenlerden bir planlamayı mercek altına alalım isterseniz bugün. Suyun ve su havzalarının sürdürülebilir kalkınma amaçlı kullanımına ilişkin bir strateji daha duyuruldu. 1997 yılından beri başlatılan suyun metalaştırılması doğrultusunda Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından havzalarda var olan suların şirketler tarafından kullanımı planlanmakta, sular şirketler arasında ve halkların kullanımı için sınıflandırılmakta ve paylaştırılmakta. Bakanlık suların yüzeysel akış havzalarını ayrıştırarak her biri için suyun kullanım esaslarını belirlemekte.
Bakanlığın web sayfasında bu işin tanımı, sektörel su tahsis planları adı ile: “Kullanılabilir su kaynaklarının kullanıcılar arasında adil ve dengeli bir şekilde paylaştırılması, nüfus ve kentleşmenin artması ve küresel iklim değişikliğiyle birlikte yağış ve sıcaklık rejimlerinin değişmesi ile daha da önemli bir hale gelmiştir. Sektörel Su Tahsis Planları, su kaynaklarının havza ve sektörel alt havza ölçeğinde paylaşımının sağlanması, gelecekte her sektörün ihtiyacı olan suyun sosyoekonomik koşullar ve ihtiyaçlar göz önüne alınarak adil bir şekilde karşılanması maksadıyla hazırlanan planlardır” diye belirtilmekte. Bakanlık tarafından Türkiye’de var olan derelerin, göllerin yüzeysel akış alanı 25 havza ile sınıflandırılmış durumda. Bunlardan 6 havza için (Akarçay, Burdur, Gediz, Konya Kapalı, Küçük Menderes ve Seyhan) Sektörel Su Tahsis Planları daha 2017 den beri farklı tarihlerde yayınlandı. Bakanlığın web sayfasında; Antalya, Aras, Batı Akdeniz, Batı Karadeniz, Büyük Menderes, Çoruh, Doğu Akdeniz, Doğu........
© Yeni Yaşam
