Tevazu yüzlerden silinmeye görsün!
Kadınlar, Kürtler, farklılıklar varoluş mücadelesi veriyor. Kürtler kendi yağında kavrularak ret ve inkâra karşı uyanışıyla, dirilişiyle, özgürlüğüyle ve en son “Barış ve Demokratik Toplum” fikriyatıyla düşe kalka bugünlere geldi.
Bunun için gün yüzü görmemiş işkence, yıkım ve zulümlerden geçti. Hep ayrı yasalarla yönetildi; İstiklal mahkemeleri, Dersim Kanunu, sıkıyönetim, yargısız infaz, zorla yerinden edilme, taciz, tecavüz, OHAL, TMK… yazılsa bin sayfalar yetmez.
Tevazu yüzü görmeyen ataerkil ulus-devletlilerin kini, ezilenleri de dahil devlet söylemine, direnişine, itirazlarına, kadın mücadelesine, anti-demokratik uygulamalara karşı dayanışmalarına dudak büker; kendi itiraz söylemlerini “en iyi bilen” olarak sunar; kendilerine akıl veren olarak konumlandırırlar.
İnsanlığın doğuştan yüzüne nakşedilen tevazuyu yüz ifadesinden çıkarmış, yerine -ezildiği halde- ezilenlerin direnişiyle dayanışmasına dudak bükmeyi yerleştirenler, birlikte özgürleşmenin önünde en çıkmaz sokak duvarlarını örenlerdir.
Yine ne zaman ulus-devlet tarafından sömürülmeyle baş edemediğinde varoluşunu devletsiz, ret ve inkâr edilenlerin özgürlük mücadelesine, dayanışmasına saldırır, baş edemediğinin nedeni olarak onları göstermeyi, toplumsal barış mücadelelerini anlamsızlaştırmayı demokratik mücadelesi sanır ve aşağılanmasının asıl nedenlerinin üstünü örterek........
© Yeni Yaşam
