Önümüz uzak
İnsan birkaç ısrarla hayata devam ediyor. İnsan birkaç an için, birkaç rüya ve rüzgâr için yaşıyor. Uğultuların vahası, kuyuların tenhalığı, bir kitabın kayıp sayfaları, bir bir hatırlanıyor. İnsan pişmanlıklarının tesadüflerine şaşırıyor ve sonra da alışıyor.
Kayıp yıllar, hatırlanmayan anlar, hatırladıkça hayıflanan zamanlar, paramparça afişlere benzemiş günler, günlerimiz. İnsan yerinde durarak çocukluğunu görebiliyor ve gösterebiliyor. Tek ve yek mevzi bu, ve biricik mevzi ile mazeret. Anımsamakla yer değiştiren mekanlar, erteledikçe uzayan ipler yani darağaçları ve mecburiyetler, götürüyor insanı. İnsan dönmekten vazgeçiyor, o denli.
Sesin sesi çoğalttığı, sessizliğin çığlıkları çağırdığı bir çağ, adı konulmadan kalmış. Birilerine tabela, birilerine de tuzak ve fak. Bazı şeyler beraber gelir ve benzeşerek gider, insan gibi. Sonların taşkın coşkusu, başlangıçların heybeti ve şehveti yollardan yol beğeniyor. İnsan sırasını da sözünü de şaşırabiliyor.
Hayat hadise istiyor, endişe arıyor ve anlattıkları başa gelsin istiyor. Sevk edilmiş........
© Yeni Yaşam
