Hassasiyet mi dediniz?
Bazı kavramlar ya yeterince ses getirmiyor ya da içi boşaltılıyor. Sürekli ve süratle tahrif edilen yaşamlar gün olur kendi bumerangını herkese duyurur. Gerçeklerin böyle huyları var ve iyi ki var. Karşılaştırma ya da kıyaslama kabul etmeyen acıların üstünde debelenmeler ve tarihler yazmalar gün gelir, bir boşluğa düşer. Bir basamak bile olamaz, kaybettirir.
İçinden geçtiğimiz günlerde devlet eliyle bir hassasiyet inşa ediliyor ve sürekli pohpohlanıyor. 100 yıldan fazla sürmüş bir isyan ve sonucunda ortaya çıkan 40 yıllık bir savaş gerçekliği perdelenmeye çalışılıyor ve bunun adı hassasiyet oluyor. Oysa savaş insan alıp götürüyor ve hayatta kalanlara başka anlam yükleri veriyor. Bugün barış diyorsak bu anlamların ve anlamsızlıkların altını kalın harflerle çizmek bize kalıyor.
Nereden bakarsak bakalım bir savaş yaşandı. Zaten savaş denilince yokoluş, barış denilenince de varoluş kendini dayatıyor. Kürt meselesi de ya da Kürtlerin karşı karşıya geldiği sorun da burada vuku buluyor.
Kürtlerin kendini var etme mücadelesi yüzyıldan fazla bir zamana tekabül ediyor. Çünkü Türkiye devleti ve onun komşu ülkeleri Kürt halkını ve yaşama biçimini hedef alıp el birliği ile soykırıma girişti. Şiddetin bu denli yoğun olduğu bir zamanda el kaldırıp kendini var etme adımı bir sorun olarak ele alındı ve haberlerden günlük sohbetlere dek öyle tanımlandı. Öyle ki bu dil haklı olanlara bile bir mahcubiyet elbisesi giydirdi.
Şimdilerde bir barış rüzgârı esiyor, biraz silik biraz heyecanlı ama hayati derecede kıymetli. Utangaç bir tavırla kurulan cümlelerin ve ardı sıra gelen taleplerin gür sesi bu günlerde çok çok önemli.
Geçtiğimiz günlerde bir haber gündeme oturdu. Özellikle Kürt halkını geçmişine götüren ve düşündürten bu haber elbette çok önemliydi. Mardin’in Derik ilçesinde1993 yılında bir çatışmada hayatını kaybeden 5 PKK’linin kırsal bölgedeki mezar yerlerini bilen tek kişi olan ve 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye olan Cebrail Vural, mezarları ailelerle birlikte ilk defa ziyaret etti.
Nitekim bu mevzu, kuşkusuz........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d