menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Lozan’ı aşmak

13 0
29.06.2025

Önder APO’nun ‘Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu’ hepimize esas olarak düşünce biçimimizi değiştirme çağrısı yapan bir manifestodur. Ancak esnek düşünebilenlerin daha yaratıcı olabileceğini ve kendini oluşturabileceğini belirtmektedir. Her olguya, olaya özellikle de tarihsel gelişmeye birde öteki yönleriyle bakmayı, bilinen, ezberlenmiş ve kalıp haline gelmiş düşüncelerin dışına çıkarak hakikati bütünlüğü içinde anlamamızı salık vermektedir. Bu konuda Lozan Anlaşmasına da farklı açılardan bakabilmek önemli olmaktadır.

Türkiye’de özellikle milliyetçi-ulusalcı kesimler açısından Lozan dokunulamaz bir tabu gibi ele alınmakta, anlamaya dönük tartışmalar bile ‘ihanet’ olarak tarif edilmektedir. Bu kesimlere göre Lozan, Türkiye’nin ‘kuruluş belgesidir’, ‘tapu senedidir’. O nedenle tartıştırılması ülkenin bölünmesine neden olacak sonuçları beraberinde getirecektir. Gerçekten böyle midir?

Lozan Anlaşmasını anlayabilmek için sadece anlaşmanın maddelerine bakmak yeterli olmayacaktır. Anlaşma hangi şartlarda, nasıl bir konjonktürde ortaya çıkmıştır? Nasıl imzalanmış ve sonraki yıllarda kendisiyle ne gibi sonuçlar getirmiştir? Bu soruların da cevaplanması ile Lozan daha bütünlüklü anlaşılabilecektir. Lozan’ın bir kuruluş belgesi, kimilerine göre Türkiye’nin doğum belgesi olduğu bir vakıadır. Ancak bu kuruluş baştan sona sakat bir kuruluştur. Çok kimlikli, çok uluslu, çok renkli Osmanlı İmparatorluğundan daraltılmış, yalnızlaştırılmış bir ulus devletin doğurtulması olduğu için sakat bir doğumun belgesidir. Yüz yıllık inkâr, imha siyaseti Lozan’ın bu topluma uydurulmaya çalışılmasının sonucudur. Lozan, adeta Yunan mitolojisindeki bulunduğu yerden geçen yolcuların boylarını yatağa uydurmak için kol ve bacaklarını çekip uzatan ya da kesip kısaltan Prokrustes’in yatağı gibi bir rol oynamıştır. Yatağa sığmayan beden yatağın ölçülerine uydurulmak için kesilmiş, çoklu yapı tekçi bir kalıba sıkıştırılmıştır. Bunu en iyi ifade eden ise Mustafa Kemal’in ‘Musul’u verdik ama cumhuriyeti kurtardık’ sözleridir. Bu nedenle Lozan az olana razı edilme anlaşmasıdır.

Burada tarihi gelişmelerin, yapılan anlaşmaların uzun uzadıya bir........

© Yeni Yaşam