Direniş başarıldı; sıra Demokratik Toplum’un inşasında (2)
Kürt toplumsallığının ulaşmış olduğu düzey kadın kurtuluş ideolojisiyle, demokrasinin ve sosyalizmin öncülüğünü yapar konuma erişmiştir. Kürt toplumsallığında yaşanan değişim insanlığı geleceğe taşırmanın umudu olmaktadır
Afşin Aybar
Kürdistan toplumunun örtük tarihi, inkâr ve yoksa sayma uygulamalarını bir önceki yazımızda kısmen dile getirmiştik. Bu yazımızda PKK hareketinin ortaya çıkmasıyla birlikte Kürdistan toplumunda yaşanan değişimleri ve gelişmeleri ana hatlarıyla vurgulamaya çalışacağız.
Kürdistan’da PKK’nin 52 yıllık mücadelesi yeni birey, yeni bir ilişki biçimi ve yeni bir toplum modelini ortaya çıkarmıştır. Kapitalizm ne kadar insan ve toplum karşıtıysa PKK o kadar toplumcu olmuştur. Her şeyden önce insanlıkta ve toplum olmada ısrar edilmiştir. Toplumu önceleyen, toplumculuğu esas alan bir mücadele hattı benimsemiştir. Zaten Sosyalist olmanın özü de toplumcu olmaktan geçmektedir. Bundan dolayı da Önderlik ‘sosyalizmde ısrar insan olmada ısrardır’ demiştir. PKK’nin bireyi ve yaratmış olduğu toplum sonuna kadar toplumcu olmayı ve toplumu öncelemeyi esas almıştır.
Ne kadar birey o kadar toplum, ne kadar toplum o kadar birey olunmuştur. Birbirini yadsıyan değil, birbirini tamamlayan ve geliştiren bir tutum ortaya çıkarılmıştır. Yeni bir kültürel şekillenişle bireye ve topluma biçim kazanılmıştır. Bununla birlikte halkların, inançların ve kültürlerin birbirini yok etme değil, koruyarak birbirini beslemesini esas almıştır. Farklılıkları bir zenginlik olarak gören anlayışla çokluk içinde birlik olma bilinci toplumda gelişim göstermiştir. Tüm farklılıkların siyasal ve toplumsal örgütlenmesini kurması ve geliştirmesinin zemini yaratılmıştır. Demokratik ulus bilincinin yaratılmasıyla farklılıklar halklar bahçesine dönüşmüştür. Özgürlük bilinci ve mücadelesi bu bilince göre şekil bulmuştur. Özgürlük amacını taşıyanların, farklılıkların eşit ve özgür temelde bir arada yaşamasını hedefleyerek mücadele etmesi gerekir. İnsanlık kapitalist modernite cenderesinden kurtarılmadan ne birey ne de mensubu olduğu toplum özgürlüğe kavuşabilir. Önder APO, “Asıl özgürlüğün bireysellik kadar her tür topluluğun (kabile, kavim, ulus, sınıf, meslek grubu vb.) kimliğini belirlemek, çıkarlarını sağlama almak ve güvenliğini savunmaktan geçtiğini, özgürlüğün ancak bu temellerde anlam bulabileceğini önemle belirtmeliyiz. Bireysel ve kolektif özgürlükler ancak bu temelde uyumlulaştığında başarılı bir optimal özgür toplum düzeninden bahsedebiliriz” demektedir.
Önder APO, İmralı koşullarında geliştirmiş olduğu paradigmasıyla başta Kürt toplumunda olmak üzere insanlık için bu anlamda yeni bir umut yaratmıştır. Tarihin çeşitli........
© Yeni Yaşam
