menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Suyun peşinde, suyun izinde

6 0
02.06.2025

Yaşamın devamlılığını sağlayan su, uygarlıkların oluşumunda ve gelişiminde etkili olmuştur. Özellikle İslamiyet öncesi topluluklarının kutsallık atfettikleri nesneler arasında su önemli bir yer tutar. Topluluklar, nehir, göl, deniz, akarsu, bataklık, ırmak, çay gibi su varlıklarının özel güçleri olduğuna ve içlerinde bir ruh barındırdıklarına inanmış, değişik biçimlerde suyu hep kutsamıştır.

Günümüzde bile yerine başka bir şey konulamayan suya, bir gün erişemediğimizde perişan olur, yaşam motivasyonumuzu kaybeder, hemen karamsarlaşırız.

1700’lerden bu yana dünyadaki sulak alanların yaklaşık yüzde 90’ı zarar görmüş durumda. Dünyadaki büyük nehirlerin üçte ikisi artık özgür akmıyor, hepsinin üzerinde müdahale var. Sadece kurulan baraj sayı 50 bini aşmış durumda. Gel gör ki suyla yaşamı kesişen türler, başta bizler, pek çok habitat ve ekosistem tarumar edilirken tribünlere çıkmış seyretmekteyiz.

Yeryüzündeki su varlıkları kadar yeraltı suyunu da tüm canlı varlıklar için korumak önemli ve kritik. Yer altı suları eğime göre doğrudan deniz veya göllere akarken, çok daha büyük bir kısmı akarsulara doğru yönelir. Yeraltı su akıntıları akarsularla sürekli iletişim içindedir. Çoğu zaman akarsuları beslerler, bazı durumlarda akarsulardan yeraltı suları beslenir. Akarsuların da suyu göl ve denizlere akar. Deniz canlıların üreme yeri olan akarsu deltaları sucul ekosistemi besler, bu durum suların özgür akmasını gerekli kılar. Döngü ancak bu şekilde canlı yaşam için sürer/sürebilir.

Çok azımız yağmur tanesinin ardı sıra gidip, bir nehri kaynağından kanyonlarına, menderes oluşturarak sakince aktığı ovalardan gözler, deltasına kadar izleriz. İzleyenler, binde bir mi, on binde veya yüz binde bir mi bilinmiyor, bende bilmiyorum. Ama çok az olduğu kesin.

Ne güzel ki “Proje Su” (Project Water: Leto Joins the Springs) girişimi, Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında yer alan Likya bölgesini izlemiş. Kadim su kültürünün izini sürmüş, suyun yalnızca yaşam iksiri olarak değil, aynı zamanda kültürel, manevi ve tarihsel yanının peşi sıra gitmiş. Gitmekle kalmamış “Proje Su / Water Project: Leto Joins the Springs” adlı bir kitapta sanatsal ve bilimsel verileri de derlemiş, bir araya toplamış. Görünür kılmış.

Kitaptaki resimleri, bu çalışmalara önderlik etmiş olan sanatçı Margaret Ross Tolbert çizmiş. Kitap, Türkiye’den ve ABD’den sanatçıların, bilim insanlarının ve gazetecilerin katkılarıyla zenginleşmiş. Metinler, çizimler, haritalar ve görsel belgeler bu kitapta derli toplu biçimde buluşmuş, buluşturulmuş.

“Proje Su / Water Project: Leto Joins the Springs” kitabına gazeteci, yazar Yusuf Yavuz yazılarıyla katkı koymuş. Hidrojeolog Prof. Dr. Can Denizman danışmanlık desteği sağlamış.

Evet. Türkiye coğrafyasında suyun anlattığı binlerce hikâye var elbette. Suyun geçmişten günümüze anlattıklarını dinlemek, oluşturduğu farklı ekosistemleri ve medeniyetleri tanımak, suyla hemhal olan canlılarla ilişkisini........

© Yeni Yaşam