menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TÜRK, DEVLET ve DEVLET ADAMI

24 0
15.10.2025

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, terörle ve teröristle müzakere edilmeyeceğini ancak mücadele edileceğini önce kendi yurttaşlarına, sonra ise bütün dünyaya pek çok kez açıkladı. Devleti yönetenler ayırdında olmasa da bugünkü durum, devletin yalan söylemeyeceğini düşünen, devletine inanıp güvenen herkesi büyük bir şaşkınlığa düşürmüş, devlete olan güveni sarsmıştır. Millet hem kendisine hem de devlete asıl fikir babaları dışarıda olanlarla yerli iş birlikçiler eliyle bir tuzak kurulduğunu düşünmekte, kendisinin dışarıda yazılmış bir senaryoda figüran yapılmak istendiği kuşkusunu ve endişesini taşımakta ülkesi ve devleti için kaygılanmaktadır.

Son yaşananlar, Türk’ün ne ve kim olduğunun devleti yönetenlerce gereğince bilinmediği gibi teröristle pazarlık yapılmaz sözünden de dönüldüğünü, teröristlerle müzakere edildiğini ve bunun sürdürüleceğini göstermektedir. Devlet, bugün de teröristlerle hiçbir konuda pazarlık yapılmadığını ve yapılmayacağını her fırsatta açıklama gereği duymakta ancak muhatap olarak aldıkları teröristlerin hem kendileri hem de TBMM’deki uzantıları sürekli birtakım koşullar ileri sürmekte, teröristlerle devletin pek çok konuda pazarlık yaptığını gösterir açıklamalar yapmaktadır. Bizler, her ne kadar devletimize güvenmek istesek de olup bitenler, teröristlerin açıklamaları güven duygumuzu zehirlemekte, gönüllerimizi bulandırmaktadır. Teröristlerin ve temsilcilerinin açıklamalarına göre öne sürülen koşullar içinde teröristlerin affından anayasadaki Türkiye Cumhuriyeti’nin bir Türk devleti olduğunu belirten maddelerine, hatta vatandaşlık tanımını açıklayan maddesine kadar değişiklik önerileri yer almakta, özel hukuk uygulamaları dile getirilmektedir. Bütün bunlar, teröristlerin ülkeyi bölerek egemen güçlere hizmet edecek bağımsız bir kukla devlet kurma amaçlarından hiçbir koşulda vazgeçmediklerinin ve vazgeçmeyeceklerinin, bölgedeki içinde Türkiye’nin de olduğu dört devletin sınırlarını değiştirmek istediklerinin, yani asıl gündemlerinin hiçbir koşulda değişmediğinin ve değişmeyeceğinin göstergesidir. TBMM başkanının birtakım açıklamalarının teröristlerin açıklamalarıyla örtüşmesi de ayrıca güven duygumuzu büsbütün boşa çıkarmaktadır.

Devleti yönetenler şehit ailelerini üzmeyeceklerini açıklamalarına karşın terörist başına bugüne dek görülmemiş ve akla gelmemiş biçimde güzel sıfatlarla hitap edilmesini, Türkçenin bu güzel sözcüklerinin kirletilmesini, teröristlerin Meclis’teki temsilcilerinin ölüsüne-dirisine barış güvercini muamelesi yapılmasını ne şehit aileleri ne de millet kabullenmekte, bütün ülke şaşkın biçimde olan biteni anlamlandırmaya çalışmakta hem bütün Türk milleti hem de eşini, çocuğunu, babasını, kardeşini bu ülke için toprağa vermiş, yıkık dökük evinin damına ve ciğerparesinin mezarına bayrak asılmış şehit aileleri, Meclis’teki temsilcilerinden hiç olmazsa namusları ve şerefleri üzerine ettikleri yemine bağlı kalmalarını beklemektedir.

Teröristlerin merhametine teslim edilmiş görüntüsü verilen korucular, kendilerini büsbütün terk edilmiş ve yalnız hissetmektedirler. Teröristlerin temsilcilerinin bunlara karşı had bilmez söz ve davranışlarına tahammül edilmesi, zihinlerimizdeki devlet kavramıyla bağdaşmamaktadır. Teröristlerin ve Meclis’teki temsilcilerinin devlet tarafından Kurmançça, Soranice, Zazaca ve öteki yerel ağızları........

© Yeni Ufuk Dergisi