İMAM MÂTURÎDÎ’Yİ KEŞFETMEK – 2
Türk, asırlarca İslam’ın bayraktarı, kılıç ve kalkanı olmuştur. Bu sayede ortaya Türk Müslümanlığı çıkmıştır. Türk’ün mezhebi İmam-ı Azam Ebu Hanife’nin mezhebidir. İmam- ı Azam’ın fikirlerini sistemleştiren itikattaki imamımız ise İmam Maturidi’dir.
Geleceğimizin inşasında geçmişin tecrübesi, ilmî ve kültürel birikiminden istifade edilmesinin, büyük fayda sağlayacağı şüphesizdir. Diğer bir ifadeyle geçmiş nesillerin tecrübe ve başarılarını tespit ederek gelecek nesillere taşımak içtimaî ilerlemenin en temel unsurlarındandır. İmam Maturidi’nin düşünce dünyasını anlamak gelecek nesiller için bir ışık olacaktır. Bu çalışmamızda, İslam düşüncesine fikrî, itikadî ve ilmî anlamda önemli katkılarda bulunan ve ehl-i sünnet kelâmının en önemli temsilcisi olan Ebû Mansûr Maturidi’nin görüşlerini açıklamaya çalışacağız.
Bilgi Kuramı
Maturidi’nin kelam sisteminde onun içeriğini belirleyen bir yöntem olarak bilgi öncelikli bir yer tutar. Maturidi bilginin ne olduğunu, mahiyetini sistemli bir şekilde inceleyen ve kendine özgü bir bilgi kuramı oluşturan ilk kişidir. Maturidi bilgi kuramını esas alarak başta kelam olmak üzere fıkıh, tefsir gibi alanlarda da önemli eserler ortaya koymuştur. Bu eserleri arasında Teʾvîlâtü’l-Kur’ân Tercümesi, Kitâbü’t-Tevhîd önemli eserleri arasındadır.
Maturidi, bilgi kaynakları arasında ilham, keşif ve sezgiye mutlak bilgi olarak yer vermemekte bunları bilgi kaynağı olarak görenleri de eleştirmektedir. Eğer bu bilginin kaynağı tek bir varlık, yani Allah olsaydı ortaya konulan dinî inançların farklı olmaması gerekirdi. Bu sebeple ilham veya keşif, herkesin kabul edebileceği bir bilgi veremez. Bu noktadan hareketle Maturidi, kendi inanç sistemini sağlam temellere dayandırabilmek için özellikle Kitâbü’t- Tevhîd’in giriş bölümünü bu konuya ayırmış, bilginin mahiyeti, kaynağı ve geçerliliği gibi bütün niteliklerini içerecek şekilde bilgi konusunu kapsamlı ve sistemli bir şekilde ele alarak incelemiştir. Peki, Maturidi bilgi kuramını neye göre oluşturdu? Maturidi’nin eserleri incelendiğinde böyle bir bilgi kuramını Kur’an ‘dan hareketle oluşturduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Maturidi, “siz hiçbir şey bilmezken Allah, sizi analarının karnından çıkardı; şükredesiniz diye size kulaklar, gözler ve kalpler verdi.” (Nahl 78.) Ayetinde geçen göz kelimesini şekil ve renkleri birbirinden ayıran, kulak kelimesini sesleri işitip ne olduğunu belirleyen, kalpleri ise kişinin lehine ve aleyhine olacak şeyleri belirlemeye yarayan bir şey olarak açıklamaktadır. Verilen bu bilgilerle Maturidi kuramının kaynaklarının duyular, haber ve akıldan oluştuğunu görmekteyiz. Bu bilgi yollarından kısaca bahsedelim.
Duyular
İnsanın idrak mekanizması, duyular yoluyla oluşmaktadır. Bilgimizin temeli durumundaki dış dünyayı algılamanın ve bunları ifade etmenin aracı duyu organlarıdır. Duyular bilginin elde edilmesinde önemli bir yer tutar. İnsanların duyularla elde ettiği bilgilere “duyu bilgisi” denir. Duyu bilgileri duyu organları sağlam olduğu takdirde doğrudur. Ancak duyu organlarının algılama kapasiteleri sınırlıdır. Maturidi, duyuların kendine has bilgi alanları arasında dünya ve içindeki varlıkları, gök cisimlerini, gözle görülen diğer fiziksel varlıkları, acıyı, açlığı, susuzluğu, renkleri, sesleri vb. saymaktadır.
Görüldüğü üzere Maturidi’nin duyu verilerini bilgi edinmede temel üç kaynaktan biri sayması, dış gerçekliğe ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir.
Haber
Maturidi’ye göre haber, yanlış olması veya yalan bulunması ihtimali olan söz demektir. Emir ve yasaklar, özendirme – sakındırma, haram – helal gibi benzeri şeylerin yanında tarih, coğrafya, sanat, siyaset de haber içerisinde gösterilir. Yani Maturidi kesin bilgiye ulaşmanın sadece Kur’an ve sünnet yoluyla değil geçmişle de mümkün olabileceğini söylemektedir. O haberi iki başlık altında inceler:
1) Resulün haberi: Peygamberlerin Allahtan........
© Yeni Ufuk Dergisi
