Sorun ne?
Son iki yüzyıldır toplumsal değişim, baş döndürecek kadar hızlı. Hayatımızı kolaylaştırmak için geliştirip kullandığımız araçlar, aynı zamanda hayatımızın yeni düzenini de oluşturuyor. Değişimin beraberinde getirdiği dönüşümler neredeyse on yıllık aralıklara indi. Son yirmi yılda doğup büyüyen çocuklar seksenler ve doksanları adeta eski dünyanın bir parçası olarak tahayyül edebiliyor. Değişim ve dönüşüm sadece hayatın maddi unsurlarıyla sınırlı değil. Bütün bunların arkasında ve önünde evrenin sırlarını keşfetmeyi amaçlayan ve insanın var oluşun gizemini çözme umudunu yönetmeye çalışan bir bilim var. Bilimsel gelişmelerin belirsiz aklı, keşif ve inşa çabalarının tanımsız bir amaca doğru yönelişini, aynı zamanda insan zihninin gelişme süreci olarak vazediyor. Yani maddi araştırmalara metafizik bir gaye kazandırıyor. Dahası, olup biten her şey özgürlüğü ve tüketimi temel erdem olarak kabul eden bir siyasi ve iktisadi düzende gerçekleşiyor. Dolayısıyla değişim ve dönüşüm, tarihte eşine az rastlanır bir şekilde hayatın bütün alanlarını ilgilendiriyor. Bu sebeple bütün toplumlar inanç ve ahlâk krizlerine şahitlik........
© Yeni Şafak
visit website