Ateşkes başarılı olsun olmasın değişmeyecek gerçekler…
Pazartesi akşamı İran’ın Katar’daki ABD üssünü vurmasının ardından bizim TV kanallarında, ertesi sabah da gazete köşelerinde yayınlananlara bakarsanız, haftanın geri kalanını gülerek geçirebilirsiniz…
Niyetim dalga geçmek değil. Cumartesi günü kime sorsanız, “bu iş ne zaman biter” diye, makûl biriyse, “bunu söylemek zor” derdi. Ama söylenenler ve yazılanlar o denli ileri gitti ki, burada alıntılamaya kalksam çok insan utanır…
Onun yerine fikirlere bakalım; İran nükleer tesislerinin vurulmasının ardından, “
Amerika da savaşa katıldı”
minvalli yorum, analiz, manşet, köşe, program yapanlar yanlıştı. “
Hâlâ/henüz katılmadı
” diye çok söyledik ama ne anladılar ne duydular. Çünkü hep birlikte “havai fişek gösterisi” izlermiş gibi
füze/uçak fetişi
yaşıyorlardı…
İkincisi, “İran’da rejimin değiştirilmesinin” bu savaşın hedefi olduğu iddiasıydı. Dünyada bu işin ucundan anlayan bir tek kişi, ABD ve/veya İsrail’in rejimi değiştireceği, İran’ın şartlarının da buna müsait olduğunu savunmadı. Bizde, “İran’a yönelik kara harekatının planlarını” yapıp, anlatanlar gördük!
Bu satırlar yazılırken artık ateşkes var ve hem ABD hem İsrail hem İran ‘tamam’ demiş bulunuyor. Siz bu satırları okurken yeniden birbirlerine girmiş olsalar bile -ki
ateşkes çok kırılgandır
- yukarıdaki iki madde cari kalacaktır… (Trump’ın ‘F…’ kelimesi, küreselcilerin İsrail üzerinden direnmeye devam ettiklerini gösteriyor.)
***
‘Rejimi değiştirecekler’in üzerinde tepinenler, bunun
Trump iktidarının yiyip-tüketeceğini
, İsrail’in de bunu tek başına yapma imkanının zaten bulunmadığını, Filistin direnişi, Suriye ve dünyada Tel Aviv’e bakışın değişimi altında zaten yapamayacağını hiç akla getirmediler…
Elbette İran’da daha mülayim bir iktidar istiyorlar. Çin hedefli jeopolitiğin kilit ülkelerinden biri de evet İran.
Ama ne zaman ve hangi şartlar uygun olduğunda?
Yoksa, “İran’ın burnunu sürtmek, İsrail’in gazını almak içindir........
© Yeni Şafak
