menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Büyülü fener”in ışığı

41 1
08.01.2025

Ülkemizde 2024 yılı itibarıyla 209 üniversite bulunmaktadır.

Bunların 131 tanesi devletin, 78 tanesi vakıf üniversitesidir.

Bu üniversitelerde 63

Sinema Televizyon Bölümü

vardır. 40 tanesi devletin, 23 tanesi vakıf üniversiteleri-nindir. İletişim fakültelerinde öğretim üyesi olan arkadaşlara sordum, bu bölümlerden yılda tahmini kaç öğrenci mezun olmaktadır?

Verilen rakamlar altı bin ila dokuz bin civarında. Hadi bunun ortasını bulalım yedi bin olsun.

Bu kadar genç sinemacı eleman nerede, nasıl iş bulacak?

Hocaların dediğine göre çevresi olanlar bundan istifade ile daha öğrenci iken ajanslarda, sosyal medyada, setlerde çalışmaya başlıyormuş.

Acaba bunlar kaç kişidir ki?

Efendim bilindiği gibi ülkemizde devlet Cumhuriyet’ten sonra, bilhassa tiyatroya önem vermiş; pek çok şehrimizde Devlet Tiyatroları kurulmuştur. Mûsiki sahası da böyledir. Devletin çok sayıda orkestrası, korosu, operası, balesi vardır. Buna Şehir Tiyatrolarını da ilave edelim.

Gariptir ki sinemaya hiç yatırım yapılmamıştır.

“Yeşilçam Sineması”

halkın ucuz eğlencesi olarak doğdu ve fevkalade bir yaygınlık gösterdi. Halkın parası ile finanse edildi. Halit Refiğ’in adlandırması ile

“Halk Sineması”

oldu. (Bk. Ulusal Sinema Kavgası. Hareket Yayınları, 1971). Geçen zaman içinde bu yapı sona erdi. Sinemamız büyük bir krize girdi.

Salonları, yapımcıları, yönetmen ve oyuncuları, sektörün diğer çalışanları ile sinema dünyası televizyonun hayatımıza girmesiyle ilk darbeyi aldı. Salonların çoğu kapandı. Pandemi ikinci ve kesin neticeyi tayin etti. Salonlar AVM’lere sığındı; yapımcılar TRT ve özel TV kanallarına yapacakları dizilere........

© Yeni Şafak