Kur’ân Günlüğü -22. Cüz-
Allah ve melekleri müminlere de salât ederler. Öyleyse Efendimiz’e (sav) salât etmek ne demektir?
“Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için O ve melekleri size salât eder. O, müminlere karşı pek merhametlidir” (Ahzâb 33/43).
Şu meâldeki âyet-i kerimeyi hepimiz biliyoruzdur: “Allah ve melekleri Peygamber’e salât ediyorlar. Ey iman edenler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyet ile teslim olun!” (Ahzâb 33/56). Bu âyette geçen “salât etmek” fiili, çoğu zaman zihin karışıklığına sebep olmakta, “Allah ve melekleri Hz. Peygamber’e salât u selâm ederler/okurlar.” şeklinde meâllere yanlış yansıtılmakta, çeşitli sohbet ve vaazlarda sanki Cenâb-ı Hak ve melekler Hz. Peygamber’e (sav) salavât okuyorlarmış gibi tuhaf tercümelere ve anlatımlara konu olmaktadır. Eğer 56. âyete “salavât okumak” anlamı verilecekse 43. âyete de bu mana verilip “Allah ve melekleri tüm müminlere salavât okumaktadırlar.” demek gerekecektir ki bunun abesliği açıktır. Bazıları da âyetteki “salat” kelimesine “destek vermek, üzerinde titremek, dik tutmak” gibi ilginç ve fantastik manalar bulup bu âyetin Efendimiz’e (sav) salavât okumayla bir alakası olmadığını iddia etmektedirler. Meseleyi çok özet olarak şöyle arz edebiliriz: “Salât” kelimesi anlam itibarıyla çok kapsamlı bir kelime olup Kur’ân’da kullar için kullanıldığında genel anlamıyla “kulluk, dindarlık ve dua”; özel anlamıyla da “namaz” manalarına gelir. Allah Teâlâ’ya isnat edildiğinde ise rahmet, inâyet, feyiz ve bereket anlamlarını çağrıştırır. Kula isnat edildiğinde, Rabbi karşısında bir kul olarak yapması gereken kulluk vazifelerini ifade eder. Allah’a isnat edildiğinde ise O’nun kuluna karşı Rab olarak yaptığı ihsanları, ikramları ve cömertliği ifade eder. Mesela “Rablerinin salavâtı ve rahmeti onların üzerindedir.” meâlindeki âyette geçen “salavât” kelimesi, bağışlama, yardım, feyiz ve bereketin tamamını ifade edecek şekilde kapsamlıdır. Bazı meâllerde “yusallûne alâ” fiiline verilen “destek olma ve yardım etme” anlamı da pek uygun düşmemektedir. Zira “Onlardan (münafıklardan) ölen hiçbir kimse için dua etme/cenaze namazını kılma.” (Tevbe 9/84) meâlindeki âyette de “lâ tusalli alâ (ona salât etme!)” fiili geçmektedir. Ahzâb Suresi’ndeki bu iki âyette geçen “yusallûne alâ”ya “destek verme” manası veren meâllerin hiçbirisi o âyette geçen aynı ifadeyi “Destek verme!” şeklinde çevirmemiştir.
56. âyette kullanılan ifadelerin aynısı yukarıda meâlini verdiğimiz 43. âyette de kullanılmaktadır. Yani Cenâb-ı Hak ve melekler, Resûl-i Ekrem’e (sav) yaptıkları salâtın aynısını veya benzerini müminler için de yapmaktadırlar. Şu hâlde Ahzâb Suresi’ndeki bu iki âyette geçen “yusallûne alâ (Allah ve melekleri salât ederler)” ifadesi, hem Hz. Peygamber (sav) hem de müminler için kullanıldığına göre, bu ifadeyi ikisi için de aynı manaya gelecek şekilde anlamak ve aynı şekilde çevirmek daha........
© Yeni Şafak
