Kur’ân Günlüğü -19. Cüz-
Kur’ân’a ilgisiz kalanlar
“Resul, “Rabbim! Kavmim bu Kur’an’a tamamen ilgisiz kaldılar.” dedi” (Furkan 25/30).
Hikmetli Kitap’ta iki yerde Efendimiz’in (sav) “Ya Rab!” diye münacatta bulunmasından bahsedilir. Bunlardan birisi bu âyettir (Diğeri için bk. Zuhruf 43/88). Efendimiz’in (sav) bu münacatı, dünya hayatındayken Mekkelilerin kendisine ve Kur’ân’a iman etmeyip düşmanlık etmekte ısrar etmeleri üzerine yapmış olabileceği gibi Hesap Günü’nde yapacak olması da muhtemeldir. Metnin bağlamı, ikinci ihtimali daha da güçlendirmektedir. Bir kâfirin, bir müşriğin ve bir münafığın Kur’ân’dan yüz çevirmesi ve ona ilgisiz kalması anlaşılabilir bir ş.eydir. Lâkin Muhammed Mustafa’ya (sav) ve onun getirdiği Kur’ân-ı Hakîm’e inandığını iddia eden bir kişinin Kur’ân’a ilgisiz kalması anlaşılabilir bir şey değildir. Samimi bir müminin hayatında Kur’an’ın çok özel bir yeri olmalıdır. Onun mübarek âyetlerini vahyin dili olan Arapçasından okumaktan tutun, onun delâlet veya işaret ettiği manaları anlamaya çalışmak için özel bir gayret sarf etmek, düzenli okumalar yapmak gerekir. Bir hadis-i şerife göre müminin ahiretteki derecesini belirleyecek olan şeylerden biri, Kur’ân okumalarıdır (Tirmizî ve Ebû Davud). Kişi, Kur’ân’ın lafzını ne kadar çok okumuş ve manasını ne kadar çok düşünmüş, hayatında tatbik etmeye çalışmışsa, yani ne kadar çok Kur’ân ile meşgul olmuşsa cennetteki mertebesi de o kadar yüksek olacaktır. Öyleyse, bu fırsatı iyi değerlendirelim ve elimizden geldiğince dilimizi, dimağımızı ve gönlümüzü Kur’ân ile meşgul etmenin gayreti içinde olalım. Böyle olalım ki Müslim’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte buyurulduğu üzere Cenâb-ı Hakk’ın Kur’ân’a lehte ve aleyhte şahitlik yetkisi ve şefaat izni vereceği o gün, onun lehte şahitliğine ve şefaatine mazhar olabilelim.
Tanrı olarak arzularını seçenler
“Tanrı olarak bayağı arzularını seçen kişiyi gördün mü? Şimdi sen, bu adamı da doğru yola getirmekle yükümlü olabilir misin? Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verebildiklerini yahut akıllarını kullanabildiklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, sadece bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar” (Furkan 25/43-44).
Hikmetli Kitap’ta “hevâ” kavramı, nefsin bayağı/süflî arzularını ifade........
© Yeni Şafak
