Kur’ân Günlüğü -17. Cüz-
Âlemlere rahmet olan Elçi
“Biz, seni ancak ve ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik” (Enbiyâ 98/107).
Fatiha Suresi’nde “Hamd, Rahman ve Rahîm olan âlemlerin Rabb’ine aittir.” diyen Âlemlerin Rabbi, kendisinin ilk olarak Rahmân ve Rahîm isimleriyle bilinmesini istemiştir. Hikmetli Kitap’ta yaratma fiili pek çok yerde Rahman ismine isnat edilerek, yaratmanın bir rahmet tecellisi olduğuna işaret edilmiştir. Âlemlerin Rabbi’nin tüm âlemi kapsayacak şekilde ilk ve en yaygın tecellisi rahmet olduğuna göre O’nun insanlar arasında en güzeli olarak seçtiği ve takdir ettiği sonra da son elçi olarak tüm insanlığa gönderdiği Muhammed Mustafa’ya (sav) yakışan da “âlemlere rahmet” olmasıydı. Musa-Hızır kıssasıyla ilgili dünkü yazımızda da ifade ettiğimiz gibi Allah Teâlâ seçtiği kullarına ledünnî ilim ile birlikte ledünnî merhamet duygusu verir. İnsanlık güzeli Efendimiz’in (sav) ne kadar derin bir merhamet duygusuna sahip olduğuna dair kaynaklarda pek çok örnek zikredilir. Ancak bu âyetteki vurgu, sanki O’nun taşıdığı derin merhamet ve şefkat duygusundan öte, O’nun seçilişi ve gönderilişindeki metafizik hikmete ve tüm evreni ilgilendiren bir olguya işaret ediyor. Bazı hadislerde ifade edildiği üzere ilk yaratılan şey Hz. Muhammed Mustafa’nın nuru ise, bu ilk yaratılış, Rahman’ın rahmetinin küllî bir tecellisi olarak O’nda (sav) kendisinden yaratılacak olanlara da sirayet edecek şekilde tamamen bir rahmet tecellisi şeklinde olmalıdır. Şu hâlde ilk mahlûk olarak O’nun (sav) nurunun var edilmesi, tümüyle kâinatı kuşatan bir rahmet tecellisidir. O’nun, son elçi olarak gönderilmesi ise O’nun peygamberliğine muhatap olan tüm insanlar için ilave bir rahmettir. “Sen, onların içinde olduğun sürece, Allah onlara asla azap göndermez.” (Enfâl 8/33) meâlindeki âyette ifade buyurulduğu gibi O’nun varlığı, adeta ilâhî azaptan koruyucu bir paratoner gibidir. O’nun yaşadığı toplum, ilâhî azaptan muaf ise O’nun yaşadığı bir kalp de ilâhî azaptan muaf olmalıdır. Şu hâlde, kalbinde O’na imanı ve muhabbeti taşıyan bir insana azap edilmeyecektir. Öyleyse, O’nun (sav) nurunun, ilk yaratılan şey ve Rahmaniyetin en kâmil ve şamil bir zuhuru olduğuna ve kendimiz dahil tüm mahlûkatta o nurdan bir eser olduğuna inanarak O’na muhabbetimizi ve hürmetimizi her daim tazelemeye gayret etmeliyiz.
Bu âyette Efendimiz’in (sav) âlemlere rahmet olarak gönderildiği ifade buyurulmuştur. Peki, O’na savaş/cihat izni verilmesini, O’nun bilfiil savaşmasını ve bu savaşlarda yüzlerce gayr-i müslimin öldürülmesini ve........
© Yeni Şafak
