Trump İstanbul Boğazı’nı da ister mi! Soykırım’dan sonra ‘etnik temizlik’ mi? Çin suskun, Türkiye suskun, Rusya suskun. Sizce neden? İsrail’in imhası, ABD’nin çözülmesi.Olağanüstülükler çağına hazır olun.
Dünya bu hafta iki görüşmeye tanık oldu. Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara görüşmesi, diğeri Trump-Netanyahu görüşmesi. İkisi de coğrafya tarihinde derin izler bırakacak.
Çünkü; Ankara ve Washington’daki iki görüşme; iki ayrı dünya tasarımını ortaya koydu. Peki, hangisi kazanacak?
Biri dünyaları birleştirirken, barış isterken, ortaklıklar kurarken, çatışmaları sona erdirirken, diğeri etnik temizlik, soykırım, sürgün, yağma ve hırsızlığı öne alan bir küresel felaketin habercisi oldu.
DÜNYA NETANYAHU’YU DA TRUMP’I DA TERBİYE EDECEK.
Dünyanın geleceğini hangi bakış, hangi irade, hangi arayış şekillendirecek? Ya da hangisi daha güçlü, daha kalıcı? İnsanlık, bu iki ayırımdan birine karar verecek, diğerine cephe alacak.
Ama soykırım ve etnik temizlik üzerinden bir dünya inşa edilemeyeceğini Trump da Netanyahu da öğrenecek. Bu dünya onları da terbiye etmeyi bilecek.
Ancak şu gerçeğe hazır olalım: Biz coğrafya kurarken, bölge içi çatışma ve düşmanlıkları ortadan kaldırıp ortak alanlar inşa etmeye çabalarken, yüz yıldır başımızı kaldıramadığımız terör, savaş ve yoksulluğun üstesinden gelmeye çalışırken Batılı istila, yağma ve talanları yeniden coğrafyamıza yöneliyor.
TRUMP’I NÜKLEER SİLAH GİBİ KULLANIYOR SOYKIRIM’DAN SONRA ETNİK TEMİZLİK…
ABD Başkanı Trump; Gazze’de soykırımdan sonra etnik temizlik için İsrail’e güç verdi. Açık açık etnik temizlik yapacağını, Filistinlileri vatanlarından sürgün edeceğini, bölgeyi ABD askeri ile işgal edeceğini açıkladı.
Beyaz Saray’daki görüşmede soykırım suçlusu Netanyahu, Trump’ı soykırım ve etnik temizlik eksenine çekmiş, ikna etmiş, gaza getirmiş. Onu bütün dünya için bir nükleer bomba gibi kullanmanın yolunu bulmuş.
Trump ve Netanyahu, dünyanın bütün gerçekliklerinden kopuk, bir rüya âlemindeymiş gibi, Beyaz Saray’da toprak paylaşıyor, soykırım ve sürgün planları yapıyor. “Devletlerin örgütleşmesi”nin, liderlerin kontrolsüzlüğünün dehşet verici bir örneğine tanık oluyoruz.
İSTANBUL BOĞAZI’NI DA İSTER, “BİZE LAZIM” DER. BÖYLE BİR ŞEYTANLIK ÇAĞI..
Netanyahu’nun eline geçirdiği Turmp silahını sadece Gazze’de değil, Lübnan’da, Batı Şeria’da, Sina Yarımadası’nda, Suriye’de de kullanacağı apaçık ortada. Çok geçmeden Trump, bütün bu bölgeleri isteyecek, İsrail için Suriye’nin bir bölümünü de isteyecek, buna hazır olun.
İsrail yapamayacağı için “ABD el koyacak, İsrail’e verecek” gibi bir formül belirlemişler. Şu an
Gazze’de denedikleri bu.
“Kanada’yı alırım, Panama’yı alırım, Grönland’ı alırım Gazze’yi işgal ederim” diyenlerin bir süre sonra “Süveyş Kanalı benim, Malakka Boğazı benim, İstanbul Boğazı benim, çünkü buralara ekonomik olarak ihtiyacım var” diyebileceği bir aşırılıklar çağının, şeytanlıklar
çağının kapıları açıldı bile.
GÖZÜNÜ AVRUPA’YA,
RUSYA’YA DA DİKECEK..
Aynı Trump’ın bir süre sonra gözünü Latin Amerika’dan kaldırıp Avrupa’ya dikebileceğini, Avrupa’nın ekonomik alanlarını isteyebileceğini düşünün. Daha şimdiden çökmüş Ukrayna’dan bile toprak ve madenlerini istemeye başladı.
Fransa’ya, Almanya’ya, Güney Avrupa ülkelerine “haraç” anlamına gelecek ekonomik dayatmalar başlatacağını düşünün. Birkaç istisna dışında Avrupa, ABD’ye karşı kendini korumaya alabilir. Bu da Avrupa için ayrışmanın başlangıcı olabilir.
Rusya’nın maden ve enerji kaynaklarına çökmek isteyeceğini, Kutuplar’da Rusya’yı yok sayacağını hesaba katın. Rusya’nın da Avrupa’nın da Trump’ın taleplerine boyun eğeceğini beklemek saflık olur.
KÖRFEZ ÜLKELERİNİ HARACA BAĞLAYACAK.........
© Yeni Şafak
