menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yabancıyım, yabancısın, yabancı!

45 1
24.11.2025

Bir şeyleri aynı anlam kümesinin içinde, birbiriyle irtibatlı, birbiriyle aynı şeyi söyleyen kelimelerin rehberliğiyle anlama imkânımız var mı hâlâ? Yoksa aynı şeyler hakkında herkesin dili kendi bildiğini okuyor; konuşulandan herkesin zihni başka bir şeyi anlıyor, havsalası başka bir şey alıyor, idraki başka bir yere çekiyor da biz bundan habersiz, her şey her şeyle uyumlu ve herkes birbirini pek güzel anlıyormuş gibi mi yapıyoruz? Gönül rahatlığıyla, hiç tereddüt etmeden reddedebiliyor muyuz şu ikinci ihtimali?

Bizi birbirimize bağlayan şey neydi eskiden ve niye şimdi bu duruma müdahale etmiyor. Öyle ya, insanlar minik yıldız tozları gibi havada kendi başına süzülürken, kendi etrafında dönerken; hayatın bilgece dokunuşları bizi neden önce kendimize, sonra birbirimize getirmiyor? Üstelik o yıldız tozları gibi bir ışığımız da kalmadı artık sanki bizim! Bu yüzden mi göremiyoruz acaba birbirimizi? Bu yüzden mi görüp işitemiyor, fark edemiyoruz?

Virgina Woolf, bazen birisiyle oturup konuştuğumuzda, aslında iki ayrı dünyanın birbirine değmeden, yalnızca yüzeyde, kabuklarında iletişim kurduğunu hissettiğini söylüyor. Sözcüklerin, aramızdaki o devasa boşluğu........

© Yeni Şafak