Bırakalım hayallerimiz bizi kursun!
Hayal kurmak, insanın bugün kendini akıntının dışında tutmasının neredeyse tek yolu... Yani yakın zamanlara kadar öyleydi. Bugünün insanını, hayallerin de hep somut bir faydaya yönelik olması gerektiğine inandırdılar. Başarılı bir kariyer, konforlu bir ev, lüks bir araba, mantıklı bir beraberlik, çok fonksiyonlu dijital oyuncaklar… İmkânına göre büyüyüp küçülen hedefler… Şimdilerde herkes kendi hayali sanarak ezber hedeflere yöneliyor.
Çocuklarımız bir gün herhangi bir üniversiteye kayıt yaptırabilmek için çocukluklarından ve neredeyse bütün gençliklerinden vazgeçiyorlar. Ne için? İş sahibi olmak için mi? İş sahibi olanlar mutlu mu peki? Değil, olmayacak da! Bu dünyanın çarkı tüketime ayarlı… Elde etmek için vazgeçtiğimiz her şey kavuştuğumuz anda anlamını yitirmeye başlıyor. Her zaman yenisini istemek zorundayız her şeyin. Böyle bir düzen bu, deney fareleri gibi düzeneğin çarkını döndürüp duruyoruz. Birilerine kazanç üretmek için! Hem de hep hayatımızdan harcamak pahasına!
“Yalnızca tanrıya veya öte dünyaya değil, gerçekliğin kendisine karşı yitirilen inanç da insan hayatını kökten........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein