Kötülük nedir, kötü kimdir?
Her güne ziyadesiyle yorgun ve kederli, acıdan kahrolmuş bir şekilde “Bu kadar da olmaz ama...” diye başlıyor, gün bitmeden sabah duyduğumuz haberi unutuyor, geceye “Bu da oldu, eyvah!” dediğimiz yeni bir haberin duygu yükü ile karışıyoruz.
Tanık olduğumuz hataları ve katliamları çürümüşlük ortak paydasında eşitleyip “Ne ara bu kadar kötü olduk!” şikâyeti içinde çalkalanıyoruz.
78 kişinin hayatını kaybettiği Bolu Kartalkaya mevkiinde ismini Grand diye koyup müşterilerini ihmaller zinciri ile adeta yakan otel sahibi ve o otele ruhsat verenlerin yaptığı şey, basit bir hata, bir kaza değil. Önce bu konuda anlaşalım. Herkesin mesuliyeti başkasına attığı zamanlarda, merhum annemin “Suçu gelin etmişler, güvey giren olmamış” sözünü hatırlıyorum. Her katliamdan sonra haberlerin dili adeta suçu gelin etme seremonisi kıvamında arzı endam ediyor.
Yaşamaktan, tanık olmaktan korktuğumuz, kahrolduğumuz olayları nasıl değerlendirdiğimiz ve onları nazara veriş şeklimiz de çok önemli.
Suçu gelin etmeye kalkmadan, birilerinin adına avukatlığa soyunmadan, yanlışa yanlış diyerek, katliama katliam adını koyarak...
Suçu kimin işlediğine göre değil, suçun mahiyeti üzerinden değerlendirecek izanı ve dahi insafı göz önünde bulundurarak...
21 Ocak gecesi maruz kalınan yangını ve daha sonra yaşananları, toplumun ne kadar kötü olduğunu delillendirmek üzere nazara veren medya mensupları, sosyal medya kullanıcıları ve içerik üreticileri, ihmaller ve hatalar ile kötülüğü birbirinin yerine kullanarak olan ile olması........
© Yeni Şafak
