Çok çarpıcı bir rapor: Sosyokültürel terör!
Geçtiğimiz günlerde İstanbul Aile Vakfı tarafından yayımlanan, Prof. Dr. Adem Palabıyık’ın “
Sosyokültürel Terörizm Olarak LGBT Lobileri Örneği
” başlıklı raporu, toplumsal cinsiyet karmaşası adı altında yürütülen faaliyetlerin bambaşka bir boyutunu ortaya koydu.
Titizlikle hazırlanan 56 sayfalık bu raporu iki gün boyunca dikkatle okudum, notlar aldım. Âdem Palabıyık Hoca, çalışmasının amacını şöyle özetlemiş:
“Önce feminizm ve kadın tartışmaları ile başlatılıp LGBT üzerinden inşa edilmeye çalışılan ve sosyokültürel terörün bir parçası sayılabilecek vakalarla birlikte ideolojikleştirilmiş cinsiyetsiz bedenlerin bahsi geçen terörize olguların parçaları haline nasıl getirildiklerini ve LGBT’nin, mevcut terörize edilme sürecine nasıl kapı araladığını sosyolojik açıdan analiz etmektir.”
Raporun henüz giriş kısmındaki bu satırları okurken iki kavram dikkatimi çekti:
1-Sosyokültürel terör,
2-İdeolojikleştirilmiş cinsiyetsiz bedenler.
LGBT’yi sadece bir cinsel yönelim meselesi olarak değil, popüler kültürün merkezine yerleşmiş bir hegemonya aracı olarak tanımlayan çalışma, bu faaliyetleri,
“şiddetten” arındırılmış; “korku”, “tehdit” ve “psikolojik etki" unsurlarını barındıran bir “sosyokültürel terörizm” olarak
tanımlıyor.
***
PKK’NIN YÖNTEMLERİYLE AİLEYİ HEDEF ALMAK
Terör üzerinden ele almak birilerini çok fazla rahatsız edecektir ancak Prof. Palabıyık’ın bu kavramsallaştırması -rastgele değil-; raporun en çarpıcı tezi olan PKK terör örgütü ile LGBT lobileri arasındaki metodolojik karşılaştırmaya dayanıyor. Rapor,
iki yapının da temel hedefinin “aile” olduğunu
ve bağlantılı olarak
“Milli Beka” sorunu oluşturduğunu
ortaya koyuyor.
Şu tespit çok net: “PKK terör örgütünün kırsal........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein