İmralı’ya gitmenin riskleri
Adına ister “Kürt Sorunu” ister “Terör Sorunu” deyin; Cumhuriyet tarihi boyunca çözümü için çok sayıda girişimde bulunuldu ama hepsi sonuçsuz kaldı. Çözüm için en cesur, kararlı ve samimi adımlar AK Parti iktidarları döneminde atıldı; çözüme çok yaklaşılsa da netice alınmadı.
Devlet Bahçeli’nin cesur adımları sayesinde şimdi çözüme hiç olmadığı kadar yakınız.
Aşırı, uç, radikal ideolojiler adeta bir çemberin üzerinde gibidirler; karşıt fikirlerden ne kadar uzaklaşırlarsa, o kadar da yakınlaşırlar. Birbirlerinden hızla kaçarken bir noktada sırt sırta verirler.
Son yıllarda özellikle ergenler arasında yaygınlaşan aşırı, kafatasçı, ırkçı Türkçü akımlar, güya Türk ırkını, Türkçülüğü, Türkiye’yi yücelteyim derken alenen Türk ve Türkiye düşmanlığına hizmet etmeye başladılar. Kuşkusuz bu akımın başındaki liderler ne yaptıklarının farkındalar ama alttaki cahil ayaktakımı nasıl bir kirli projenin içinde kullanıldıklarını fark edemiyorlar. Örneğin Suriyeli sığınmacılara yönelik düşmanlığın İran’ın, Esed’in çıkarlarına hizmet ettiğini; örneğin yabancı öğrenci düşmanlığının Fransa’nın çıkarlarına hizmet ettiğini, örneğin “Arap nefretinin” İsrail’in değirmenine su taşıdığını, örneğin Afrikalı düşmanlığının Türkiye’yi Kara Kıta’da zayıflatıp başta Çin olmak üzere başka devletlere alan açtığını göremiyorlar. Aynı şekilde terörü bahane ederek sergiledikleri Kürt düşmanlığının Türkiye’ye en büyük zararı verdiğini göremeyecek kadar da idrakten uzaklar.
Devlet Bahçeli, işte bu “Türkçü” görünen Türk düşmanlarıyla arasına çok keskin bir sınır çizdi; Türk milliyetçiliğini yeniden tanımlıyor.........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein