menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ülkemiz Milli Ekonomi Modeli’nin net çözüm sunduğu sorunlarla boğuşuyor

9 0
03.05.2025

Bugün ülkemizde yaşanan ekonomik buhran, yalnızca para piyasalarının değil, insan hayatının doğrudan merkezine oturdu. Bir baba evladına harçlık veremiyor, bir anne pazara çıkarken, çok kısıtlı liste yapmadan alışveriş yapamıyor. Gençler hayal kuramıyor, emekliler yaşamıyor; sadece ay sonunu getirmeye çalışıyor. Esnaf siftahsız dükkân kapatıyor, çiftçi ektiğinin karşılığını alamıyor.

Mezun olup işsiz kalan genç artık sadece istatistik değil, birer trajedinin öznesi. Çalışan da mutsuz, işveren de. Çünkü sistem, insanı değil parayı merkeze koyuyor.

Küresel sistemin dayattığı neoliberal ekonomik reçeteler, bırakın çözüm olmayı, sorunların ta kendisi hâline geldi. Her krizde kemer sıkma, her darboğazda borçlanma, her enflasyonda faiz arttırma dışında önerisi olmayan bir sistemin sonundayız.

Küresel ekonomi uzun süredir sancılar içinde. Gelir adaletsizliği büyüyor, üretim ekonomileri çöküyor, enflasyon kontrolden çıkıyor, işsizlik gençleri umutsuzluğa sürüklüyor. Tüm bu tablo, "Başka bir yol mümkün mü?" sorusunu artık daha yüksek sesle sorduruyor.

İşte tam da bu noktada, yıllar önce "Bu günler gelecek" diyerek uyarılarda bulunan bir isim vardı: Merhum Prof. Dr. Haydar Baş. Onun ortaya koyduğu Milli Ekonomi Modeli (MEM) bugün yaşadığımız ekonomik buhranın yıllar öncesinden çözümünü anlatıyordu. Dinlemedik. Şimdi tam da o modelin tarif ettiği sorunlarla baş etmeye çalışıyoruz.

Kapitalizmin krizi, insanlığın çıkmazı

Bugün dünya, kapitalist sistemin dayattığı faizci ve savurgan odaklı anlayışın bedelini ödüyor. Üretmeden tüketmeye, çalışmadan kazanmaya dayalı bu düzende; sadece zenginin kabarık kesesi daha kabarırken, yastık altları devleşirken, geri kalan büyük çoğunluk, sistemin çarkları arasında öğütülüyor.

Ülkemizde her şey ateş pahası, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. İnsan emeği değersizleştiriliyor. Ekonominin, sadece rakamlarla oynanan bir oyun hâline getirildiğini gözlemlerken, kulakların duyduğunu gözlerimizin görmediği bir sisteme gebe bırakılıyoruz.

Ülkemizin derdine derman olamayan bu sistemle, ancak bu kadar mesafe alınacağı, yolun sonuna geldiğimizi açık ve seçik görmekteyiz. Yoklukla boğuşan her vatandaşımızın, bu sistemi zorlamanın anlamı olmadığının bilincinde hareket ederek yaraya ilaç olacak merhemi bulması gerektiğinin altını çiziyorum.

Buradan hareketle, sorunlar ortada, çözüm hazır.

Bugün ülkemizin yaşadığı ekonomik darboğazı birkaç başlıkta özetleyecek olursak;

Alım gücü düşüyor.

Üretim durma noktasında.

İşsizlik yaygınlaşıyor.

Gelir dağılımı adaletsiz.

Tarım ve sanayi çöküyor.

Dışa bağımlılık artıyor.

Gençlerimiz endişeli…

Kısaca halkımız perişan vaziyettedir.

Peki, bu sistemin bizi bu vaziyete getirdiğini sorgulayarak hiç çözümü araştırdık mı? Eğer yapmadıysak bu saatten sonra yapmaya başlayalım.

İşte çözümün tek adresi Milli Ekonomi Modeli

MEM sizlerin derdine derman olmak adına ne diyor?

MEM, bu sorunların her biri için net, uygulanabilir ve insan merkezli çözümler sunuyor. Hayal değil, hamaset değil. Gerçek, somut, bilimsel........

© Yeni Mesaj