Türk olduğumuzu hatırlayalım!
Türkiye'de bitmek tükenmek bilmeyen terörsüz Türkiye tartışmaları veya alttan alta su yürütme çabaları bir yana, diğer taraftan kendini bilmez 5 Türk devletinin satılmış yönetimlerince Kıbrıs Rum kesiminin tanınması olayı, bardağı taşıran son damla olmuştur.
Açıkça görülmüştür ki, siyaset kilitlenmiş ve tam bir çıkmaza sokulmuştur.
Hatırlanacağı üzere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin 15 Kasım 1983'te bağımsızlığını ilan etmesinin ardından BM Güvenlik Konseyi, üç gün sonra 18 Kasım'da aldığı bir kararla bağımsızlık kararını kınamıştı.
Ardından Türkiye, KKTC'nin bağımsızlık kararını tanıyan ilk ve tek ülke olmuştu.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sadece Türkiye tarafından tanındığı ve diğer ülkeler ve Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınmadığı için, ülke hukuken Kıbrıs Cumhuriyeti'ne bağlı olarak kabul görmüştür.
Yine hatırlanacağı üzere, canımız ciğerimiz diye bilinen Pakistan ve Bangladeş, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni tanıdıktan sonra, ABD ve İngiltere'nin baskıları ile bu kararlarından vaz geçmişlerdi.
18 Kasım 1983'te de BM Güvenlik Konseyi 541 sayılı kararı ile üye ülkelere Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ilanını tanımama çağrısı yapmıştı.
Bu arada hatırlatırım ki, BM binasının arazisi, Rockafeller'e aittir. Yani BM, bir Rockafeller ve ABD derin devletinin dünyayı ele geçirme ve bağımsız ülkeleri etkisizleştirme projesidir.
Yaşanan bu olay, bir devlet olarak fiilen var olan KKTC'yi sadece tanıma veya tanımama problemi değildir. Kendilerini dünyanın efendisi gibi gören emperyalist devletler veya küresel çeteler, tarafına almakta zorlandıkları devletleri yok saymaktadır. Tıpkı Filistin gibi.
Bilindiği üzere KKTC, 11 Kasım 2022'de Türk Devletleri Teşkilatı'na (TDT) gözlemci üye olarak kabul edilmişti.
........
© Yeni Mesaj
