Bugün sevgiden, aşktan bahsedelim mi?
Bugün bireysel olarak, toplumsal olarak ve insanlık olarak huzuru, barışı bulamıyorsak bunun arka planındaki en büyük sebep sevgi ve aşktan mahrum oluşumuzdur.
Sevginin, aşkın olmadığı sinelerde nefret, kibir, gurur, intikam vardır. Bu duyguların hakim olduğu birey ve toplumlar ve de devletler, dünyayı vahşet arenasına çevirmiştir.
Ne hazindir ki bu vahşet arenasında en çok bedel ödeyen ise Müslümanlar ve İslam dünyasıdır. Çünkü Müslümanlarda, sevgiden, aşktan uzaklaşmış, vahşet sahiplerine benzemek için her türlü vahşeti işleyecek veya taraf olacak hale gelmiştir.
Sevgi ve aşk, dedik
Merhum Prof. Dr. Haydar Baş Hocam o eski gönül sohbetlerini dinlerken sevginin, 'bir şeye meyletmek, istemek, arzu etmek' manasına geldiğini, insanın istese de, istemese de bu duyguya sahip olduğunu, sevginin ilahi boyutuna ise 'aşk' denildiğini ifade ediyor ve sevginin olmadığı yerde nefretin olduğunu, vurguluyordu.
'Sevgi, Allah'ın eseridir' diyen Haydar Baş Hocam asıl sevgiye daha doğrusu asıl sevgiliye vurgu yaparak şöyle diyordu:
'Sevginin sonsuz olmasının alamet ve işareti bu olması lazımdır. Eğer sevdiğin şeyin başı ve sonu olmuş olsa idi senin sevginin de, başı ve sonu olmuş olacaktı. Çünkü sen de, O'nun eserisin, sevgin de O'nun eseridir. Sen de varlıksın, mahlûksun, sevgi de varlıktır, mahlûktur.
Ama iki mahlûk, yaratılmış olan şey, bir yaratılmamış olandan........
© Yeni Mesaj
