SUSUZ KIŞ
İnsanoğlu sürekli problemlerle boğuşuyor. Biri biterken diğeri başlıyor. Ancak toplumların imkânlarını kullanarak çözebildiği problemlerin yanında bir de çözemediği problemler oluyor.
Bugün ele alacağımız ve kısmen çözebildiğimiz ülke genelinde ve Konya’daki su probleminden dem vuralım isterseniz. Bizi biraz daha fazla ilgilendiren Konya bazında konuya baktığımızda durum inanın vahim. Çok geriye gitmesek dahi 40-50 yıl önceki Konya şehir merkezi 450 bin civarındayken bugün olmuş 1 milyon 300 bin. Konya’nın o zamanlar genel nüfusu 1 milyon 412 bin iken bu günlerde 2 milyon 350 bine dayanmış.
Önceki dönemlerde karasabanla sürülüp elle ekilen tarlalarda susuz tarım yapılırdı. Su ihtiyacı da ona göre olurdu. Şimdilerde mi? Sulu tarım, endüstriyel, bol su ihtiyacı olan bitkiler ekiliyor. Niçin derseniz, tamamen ekonomik. Pancar, ayçiçeği, mısır ve diğer bol su düşmanı bitkiler eskilerde ekilen buğday, arpa, çavdar ve yulafa göre aşırı su tüketiyor. Yer altındaki bizden sonraki nesillerin de hakkı olan suyu hoyratça tüketiyoruz. Sıkı durun efendim. Suyu çekilmemiş haliyle Beyşehir Gölü 4,5 milyar ton su içeriyor. Biz, tarımsal amaçlı kullanım maksadıyla her yıl Beyşehir Gölü’nün yarısını çekiyoruz yer altından.
Rivayetler umarız doğrudur. Eskiden Konya, büyük bir iç deniz. Hatta denizin derinliği o kadar fazla ki Takkeli Dağ’ın üzerinde yer alan Gevale Kalesi’nde gemi demirleme halkaları bulunmuş. Peki, bu iç deniz şimdilerde ne olmuş,........
© Yeni Meram
